illuminati

entry1556 galeri video32
    130.
  1. Kur'an-ı Kerim'de lanetlenen israiloğullarının, milletleri manevi yönden çürütmek için asırlar önce kurduğu gizli tarikatlar zamanla isim değiştirerek günümüze kadar gelmiştir.

    Aslında bu tarikatları kuran şahıslar Hz. Musa'ya mensup olanların dini olan Museviliğe (yahudilik değil) mensup oldukları düşünülse de aslında paganlardır. Bu tarikatların kurulma amacı dinleri ortadan kaldırmaktı. Çünkü çok zeki olan israiloğulları kibir sahibidir ve hak dinin (islâm) kendilerine ait olmaması kıskançlıklarını kabartmıştır. Bu ırsi yapının farkında olan şeytan da en sevdiği günah olan kibrin kendisine sunduğu bu fırsatı kullanarak bu kavmi kendisinin dünyadaki mümessili olarak her daim kullanmıştır. Önce Hıristiyanlığa savaş açmış olan bu güruh, Hıristiyanlığın esaslarını ortadan kaldırarak yok etmiştir ve sıra ise islâmiyettedir. Ve illuminati bu gizli tarikatın (örgütün) 18. yüzyılda almış olduğu son isimdir.

    Hatırlanabilecek en önemli sosyal ve siyasi olaylardan birisi olan ve matbaanın bulunması sebebiyle üzerine kaynaklar bulunan hadiselerden Fransız ihtilâli'nde illuminatinin parmağını rahatça görebilirsiniz. Burada amaç milliyet kavramının etkisi artırıp din bağıyla bağlı olan toplulukları daha da bölmekti. Rönesans ve reform hareketleri zaten illuminatinin bizzat gerçekleştirdiği aksiyonlardır. Keza reform hareketiyle Hıristiyanlık tarihin sayfalarına tamamen gömülmüştür. Meşhur 7 yıl savaşları (Fransa-ingiltere Savaşları) illuminati tarafından finanse edilmiş ve savaş sonunda en büyük kazancı Rotschild ailesinin sağlamasından, "ne, kime yarar?" düsturunca, savaşı çıkaranların onlar olduğunu anlayabiliyoruz. Bolşevik ihtilâli onlar tarafından desteklenmiştir, zaten komünizmin babası Karl Marx Yahudidir ve bu güruh tarafından sonuna kadar desteklenmiştir. Sebebi de çok basit; ideolojik bir çarpışmada galip çıkan ideoloji daima daha da güçlenir. Eğer kapitalizm değil de; komünizm insanlar tarafından kabul edilseydi, komünizme de onlar sahip olacak ve yine dünyayı onlar yönetecekti, insanlar kapitalizmi seçince kapitalizm güçlendi ve dünyayı bu şekilde yönettiler. iktisadî dehalarına ise kelimelerle tarif mümkün değildir, sanayi devrimini kendi istikametlerine çevirerek o dönemden bu zamana dünyanın en zenginleri olmayı başarmışlardır. Planladıkları oyunlar ve son dönemde başdöndürü bir hal alan satranç tahtası üzerindeki hamleleri şeytanî bir zeka gerektirmemektedir; ee ne de olsa "şeytan, kıyamete kadar kulaklarına fısıldayacaktır."

    Fazla uzatmaya gerek yok yazarsak kitap olur, her olayı, genel hatlarıyla israiloğulları'nın amaçlarını iyi bilerek yorumladığınızda neyin ne için yapıldığını çok rahat bir şekilde görebilirsiniz.

    Hayatın her alanına nüfuz etmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Tek tip, ruhi faktörlerden arınmış insanlar oluşturmak için her alana nüfuz etmeleri gerektiğinin de farkındadırlar; yani mekanik bir insan tasavvur etmektedirler. Bu mevzuda en büyük araçları ise medyadır, medyayla herşeyi manipüle edebilmekte ve insanlara yalan bilgiler verebilmektedirler; bu sebeple medyayı "nükleer bombadan daha tehlikeli bir silah" olarak adlandırıyoruz.

    Diğer taraftan eğitim sistemi ile tekdüze insanlar ortaya çıkarılmışlardır. Bilhassa ABD'de insanlar alanları dışında hiç bir şeyi bilmezler; ABD milleti kobaydır ve Hıristiyanlar da bu duruma getirildikten sonra sıra Müslümanlardadır.

    Din mevzuundaki adımlarına da büyük hız vermişlerdir. Dinlerarası diyalog başlığı altında yapılan bütün çalışmalar, bazılarının islâm'a çok büyük hizmet ettiğini sandığı şahıslar yoluyla yapmaları ise etkili olmaktadır. Dinlerarası diyalogun amacı da kendi yönetecekleri tek dine ulaşmak, dinleri ortadan kaldırmak için yaptıkları en büyük hamledir ve çok etkili bir şekilde devam etmektedir.

    Velhasılı kelam dünyayı ahtapotun kolları gibi sarmışlardır. Pop-kültürü olarak bizlere aşılanan, materyalist yaşam tarzını pohpohlayıcı ve bizi ruhî faktörlerden arındırmaya çalışan bu yapı bir sistem halinde karşımızda durmaktadır. Ve bizler bu sistemi yorumlarken bile sistemin kendi ürettiği kelimeler, kavramlar, düşünceler dışına çıkamamakta, sistemin içerisine hapsolmaktayız!

    Buna rağmen asla korkmaya gerek yoktur. Çünkü yüce Allah Kur-an'ı Kerim'inde şöyle buyuruyor: "işte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü'minlerseniz, Ben'den korkun." (3/175)

    Her insan biraz etraflıca düşünerek bu duruma nasıl karşı durulacağını görebilir. Karşı koyulacak yöntemleri çözemese de kimlerin bu durumun karşısında olduğunu ve bu meselede kimlerin fikirlerini önemseyip, kimlere destek ve tâbi olunması gerektiğini kendi mantığıyla çözebilir; fakat söylemeden geçmememiz gereken husus şudur ki: yeni bir dünya düzenine; tepeden tırnağa örgüleştirilmiş ve mevcut sistemi topyekün yerle yeksan edecek, insanın insanca yaşayacağı, sömürünün olmadığı, adaletin kusursuz sağlandığı yeni bir sisteme ihtiyaç günden güne hasıl olmaktadır ve gereken budur.
    42 ...