bu kadarcık paraya mı çalışacağım ben dersiniz önce. sosyal çevresi öğretmen ortamlarından çok farklı biriyseniz öğretmenlerin arasında çıkıntı bir haliniz vardır onlara çok da alışamazsınız.onların her şeyinizi sorgular hallerinden ve mıy mıy da mıy mıy tavırlarından, üç kuruşun sürekli olarak hesabını yapmalarından, her aldığınızı ve sattığınızı eleştirmelerinden, çok biliyor gibi durup da bir halt bilmeyişlerinden sıkılırsınız. öğrencilerin hepsi birer baş belası gibi görünür gözünüze. derslerde hiç gülmezsiniz çünkü oldum bir kere bari sürdüreyim diye yapmaktasınızdır işinizi.. öğrenciler yüzünüz masum da olsa tavırlarınızdan dolayı sizden öcü gibi korkarlar. en kötü ve kudurgan sınıflar bile siz derse girdiğinizde tavrınızdan dolayı sus pus olur, tek kelime ederlerse fırçalanacaklarından korktukları için ağızlarını açamazlar.. son sınıftayız hocam gidiyoruz artık bir kere gülün diyen lise son öğrencilerinize gülümseyesiniz bile gelmez... yıllar geçer en azından 4-5 yıl geçer ve o gülümsemeyi esirgediğiniz öğrenciler birer birer üniversitelerini bitirip sizi bulurlar. hepsi ayrı ayrı birer meslek sahibi olmuş gözleri parlayan binlerce insanınız olur elinizde. bütün hırçınlığınıza bütün fırçalarınıza rağmen onlarda bir şekilde iz bırakmışlığınızın etkisiyle sizi bulurlar... hocam hocam diyen ama aslında yaşıtınız gibi duran bu hayata yeni adımını atan insanlar sizin öğrencilerinizdir ve bu duygu çok ama çok güzeldir. her gördükleri yerde size sahip çıkışları, sizi nerde olursanız olun bir şekillde arayıp soruşları hoşunuza gider. öğrencilerinizin belirli bir yerlere gelmesiyle gurur duyarsınız. ve artık gülümsemeye başlarsınız derslerde. başladım bari sürdüreyim bu işi mantığıyla değil de onları sevdiğiniz için yaparsınız işinizi. sınav içind uydukları kaygıyı en aza indirgemeye çalışır, teneffüslerinizde bile onlarla oturup onların sorusunu çözmekten, ufacık bir çayı yudumlama molanızı bile ellerinizden alarak "hocam bir sorumuz var bakar mısınız?" demelerinden rahatsız olmazsınız... sınavı kazananın da kazanamayanın da sizi unutmayacağız hocam demelerinden, size ailelerinden biriymiş gibi değer verip sizi sarmalarından mutlu olursunuz. ufacık bir dalgınlığınızda bile hocam bugün canınız mı sıkkın diyerek sizin mutsuz anlarınızı bile her an hissedebilmelerinden haz alırsınız.
öğretmen olmak, öğrencilerle öğrenci olmaktan geçer. öğrenciliğini hatırlamayan ve öğrencileri anlamayan bir öğretmen olursanız zordur öğretmen olmak.. ama kendinizi onlardan biri gibi düşünüp o öğrencilerin anne ve babalarının onlara verdikleri emekleri düşünerek yaklaşırsanız o öğrencilere, sizi gördüğünde yüzü aydınlanan ve sizi gerçekten çok seven yüreklere dokunabilirseniz ufacık bir sözle işte o zaman onların kocaman sevgileriyle donanırsınız ve öğretmen olmakla gurur duyabilirsiniz...
not:öğrencileri anladığınız zaman az bir maaşla hayatlarını idame ettiren öğretmenleri anlamaya çalışır, onların bütün sözlerini iğnelemelerini ve hatta mıy mıy tavırlarını bile gülümseyerek karşılar onlar gibi olamasanız da onlardan biri olduğunuzu kabul edersiniz..