sevmek vs sevilmek

entry408 galeri
    45.
  1. sevmek diyen insanların çok büyük bir kısmı arka kapıdan "sevilmek" için çıkıyorlar. bunu yazalım bir kenarıya. chi'dir, efendime söyleyeyim "kâr zarar hesabı"dır...bunları katıyorlar işin içine. daha çok sevmek ile, pür sevmek arasındaki o kalın çizgiyi göremiyorlar. gerçi görenlerin de bir bok yediği yok. görenlerin görür görmez erdemlerin en büyüğü olan karşılıksız sevmeke gark olduğunu sanıyorsak yanılıyoruz. ben çizgiyi görmüş ve buna rağmen "sevildikçe sevebilirim ancak" diyen insanlardanım.

    hakikatle sadece sevebilen insanların ego diye bir derdinin olmaması gerekiyor. düşünsene, onunla itirbatı tamamen kesmişsin böyle. egonu geri dönüşümsüz çöpe attığında göreceksin ki kimse sana bu halinle zarar veremez. neticede sen, iç dengeni tamamen kurmuşsun. ip cambazı değilsin artık. koskoca asfalt yolda yürüyorsun, ayakkabıların rahat. itseler bile düşmezsin, vantuzlu o ayakkaplar. yani ideal olan nokta burası. o zaman da sen karşılıksız sevebiliyorsun. sevilmek'i, sevmek'e tercih etmemizin sebebi sanıyorum ki korku. zarar görme korkusu baştan aşağıya. sevilerekse, hem uslanmaz çocuğumuz egomuzu okşatıyor hem de kendimizi garanti altına alıyoruz. negzel dünya kısacası.

    şimdi bunun itirafı falan buralardan güzel de, kaçımız -örneğin- sevgilimize "beni sevdiğin için seni seviyorum" diyebildik...anneniz sizi sevmese, onu ne kadar sevmeye devam ederdiniz? sevgisini kazanmak için yırtmaz mıydınız kendinizi? bak işte bu kazanma hadisesi karşılık oluyor! orda sevilme isteyimiz (egomuz) oyuna giriyor. yoksa aşk acılarınıza falan lâfım yok...hepsi sevilme dürtüsü işte. sevmek işini beceren acısını da çekmez; çünkü onu edim ilgilendirir, sonuç değil.
    0 ...