Cem Karaca'nın politik kimliğini ve tavrını ortaya çıkartan grup ise "Dervişan" olur. Moğollar elemanlarının 1974'te yurtdışına gitmesiyle, yeni bir grup arayışına giren Cem Karaca, Haramiler elemanlarından Uğur Dikmen, önemli bir basçı olan Oğuz Durukan, Kardaşlar'ın Ünol Büyükgönenç'i ve davulcu Hüseyin Sultanoğlu'nu yanına alarak Dervişan'ı kurar. Sonradan Moğollar'da da birlikte çalıştığı Taner Öngür de bu gruba dahil olur. Birlikte Cem Karaca diskografisinin en bilinen şarkılarını üretirler: "Beyaz Atlı", "Parka", "Kavga", "Beni Siz Delirttiniz"... 1975 başlarında yayınlanan "Tamirci Çırağı", bir anda tüm müzikseverlerin söylediği bir şarkı haline gelir. "Tüm ulus emekçilerine" adanmış bu plakla birlikte Cem Karaca'nın "devrimci şarkılar" dönemi tam anlamıyla başlamış olur. "Tamirci Çırağı", gerçek bir olaydan yola çıkılarak üretilmiş bir şarkıdır. istanbul Sahilyolu'nda "bir Murat tamirhanesinde çalışan, bu emeğinin karşılığında da bin lira maaş alan, annesine, kız kardeşine ve de yatalak dayısına bu bin lira ile bakmaya çalışan Mehmet Ali"dir olayın gerçek kahramanı. Plağın popüler olduğu tarihlerde Hey dergisiMehmet Ali ve Cem Karaca'yı birleştirir. Şunları söyler Mehmet Ali bu buluşmada: "ilk kez böyle bir şarkıyı dinliyor müzikseverler. Bir gerçek dile geliyor. Bir zamanlar ben de amatör şarkıcıydım ... Mesut Aytunca'dan önce Silüetler'de şarkı söylerdim. Ama gündüzlerim hep yağ, pas içinde geçerdi. Ellerimden, tırnaklarımdan çıkmayan siyah yağ lekeleri, beni hep toplumdan kaçırırdı." (3)
Mart 1975'te TRT'de bir solo konserleri yayınlanır Cem Karaca - Dervişan'ın. Parçaların canlı çalındığı konser, pek çok insanın bu gruba hayran olmasını sağlar. Bu başarılı programın ardından birbiri ardına başka konserler başlar. Cem Karaca - Dervişan, Türkiye'nin her yerini karış karış dolaşır. Bununla kalmaz, Avrupa ve Kıbrıs'ta da konserler verir. Ancak TRT, daha sonra Cem Karaca'yı tanımaz. Denetim kurulunca tüm Cem Karaca şarkıları yasaklanır. Bu, Karaca'nın önünü kesmez, aksine yükselişini sürdürür. Birbiri ardına plakları yayınlanır, her biri büyük ilgi görür.
Ekim 1975'te Filistin Kurtuluş Örgütü için bir plağın hazırlıklarına başlar Cem Karaca: Sözlerini Turgay Gönenç'in yazdığı "Ninni" adlı şarkı bir 45'liğin iki yüzünde Türkçe ve ingilizce olarak yorumlanacak, geliri Filistin Kurtuluş Örgütü'ne verilmek üzere tüm dünyada satılacaktır. (4) "Ninni" Türkiye'de Cem Karaca'nın sözleriyle ve "Mutlaka Yavrum" adıyla yayınlanır. Cem Karaca bu plak hakkında şunları söyler: "Beni, örgütün ideolojik yapısı değil, Filistin halkının sorunları ilgilendirir. Şayet 1945'lerde bugünkü gibi ünlü bir şarkıcı olsaydım, israil'in bağımsızlığa kavuşması için eylem yapan israil örgütü de gelip böyle bir bant yapmamı isteseydi, kuşkusuz bunu da yapardım. Cem Karaca'nın gırtlağı ve Dervişan'ın sazları, her zaman birer kılıç gibi sömürgenlerin karşısındadır." (5)
Dervişan'la birlikte yedi 45'lik plak ve iki albüme imza atar Cem Karaca. Bu plaklar arasında yer alan "Parka", yapımcısı tarafından Cem Karaca'dan izin almadan yayınlanmış bir plaktır. Arka yüzünde yıllar önce Moğollar ile yapılan bir başka kayıt, "ihtarname" vardır. Bu plak, Cem Karaca'nın uzun yıllar birlikte çalıştığı Yavuz Asöcal'la arasının açılmasına neden olur. Bu konu hakkında oldukça sert konuşur Cem Karaca: "Yavuz Asöcal'ın bu davranışını kokuşmuş bir bizans entrikasına benzetiyorum. Kendisine teessüf bile etmiyorum. Bu olay, sanatçının son aşamasını göstermesi gerekli olan bir 45'likte şirket sahibinin müzik adına ne denli ilkokul aydınlığından bile yoksun olduğunu gösterir. Doğaldır ki '72 yılında yapmış olduğum "ihtarname" ile '76 yılında yaptığım "Parka" gerek benim müzik aşamam, gerekse müzik kayıt tekniğindeki aşama açısından farklılıklar gösterecektir. Ve birbirinden apayrı takvim dönemlerinde yapılan bu plağın Türk Hafif Müziği'nin ilerlemesinde katkılı olabileceği söylenemez." (6)
Bu olaydan sonra Cem Karaca, firmasından ayrılır ve yılda 400 bin lira karşılığı Ali Avaz'ın sahibi olduğu Gönül Plak'a geçer. Ancak anlaşması nedeniyle Ekim 1977'ye kadar yayınladığı plaklar yine eski firmasından çıkar. Bu dönemde, "Biz daima kendimizi yenileyen, ülkemizin ve dünyamızın sorunlarını ele alan parçalar yapıyoruz. Bu çizgimizde yıllarca hiç taviz vermeden yürüdük ve sonuna dek yürümekte kararlıyız." Sözlerini sarfeder. (7)
Dervişan'la yapılan son plak "1 Mayıs"tır. 1 Mayıs 1977'de Ruhi Su Dostlar Korosu'nca söylenen ve Cem Karaca'nın ilgisini çeken bu şarkı Aralık 1977'de plağa alınır. Bir yandan büyük ilgi görür, diğer yandan tepkiyle karşılanır. Cem Karaca'nın, 1 Mayıs'ın bestecisi Sarper Özsan aracılığıyla Aydınlık çevrelerine yakınlaşması diğer sol gruplar tarafından hoş karşılanmaz. Plak protesto edilir. Hatta Merter'deki Genel-iş sendikası binasının önünde topluca Cem Karaca plakları yakılır bu dönemde. Yine de ciddi bir satış rakamına ulaşır "1 Mayıs". Hey dergisi plağı şu sözlerle tanıtır: "Devrimci gençlerin slogan türküsü haline gelen "1 Mayıs", yeni düzenlemesiyle yeni kan kazanmış. Sarper Özsan'ın bestesinde tabanca gibi bir Cem Karaca'yla, bir Dervişan dinliyoruz. Sözlerdeki anlam, müzikteki ahenkle yıllarca dillerden düşmeyecek bir yapıt." (8)
"1 Mayıs"tan sonra Dervişan'la yolları ayrılır Cem Karaca'nın. Bir söyleşisinde, Dervişan'ın "fazla iş bulduğu" için dağıldığını söyler Cem Karaca ve hemen akabinde yeni grubu Edirdahan ile çalışmaya başlar. Edirdahan'ın ilk kadrosu o dönemde Kurtalan Ekspres'le yolları ayrılan Ahmet Güvenç, Caner Bora, Oktay Aldoğan ve Fehiman Uğurdemir'den oluşur. Daha sonra bu kadroya yeni isimler katılır. Şubat 1978'de kurulan Edirdahan Cem Karaca'nın Türkiye'de kurduğu son grup olur. Aynı yıl yayınlanan "Safinaz" adlı muhteşem albüm de Karaca'nın veda albümüdür. 1980 darbesinden sonra Türkiye'yi terk eder sanatçı. Böylelikle, Almanya'da yedi yıl sürecek uzun "tatil"ine başlar.