basketbol

entry249 galeri video2
    85.
  1. hani gün olur asra bedel diye bir kitap vardı bu tanımı tam yaşatabilecek bir spordur icra edenlere de izleyenlere de. basketbol ile tüm öfkenizi, bıkkınlığınızı, hayattaki durgunluğunuzu, gelecek kaygısını atabilirsiniz üzerinizden.

    aynı zamanda herhangi bir takımda görev almak da çok önemli şeyler katar insana. ben bizim lisenin basketbol takımında oynuyorum yaklaşık 2 yıldır. sene boyunca ekim ayından başlayarak antrenmanlarla, maçlarla devam eden bir süreç. ekim ayında ilçe cumhuriyet kupası olur. sonra ise türkiye şampiyonasına takım seçilen il düzeyinde turnuva. çok başarılı olduğumuz söylenemez bugüne kadar ama ben bu 2 yıllık dönem içerisinde daha heyecanlı zaman geçirmedim. maç günlerinde maça hazırlık ve o maç heyecanını yaşamak gerek. maçtan önceki gün erkenden yatağa girerim ama uyuyamam. erken uyanırım kahvaltıda heyecanımı bastırmaya çalışıp olabildiğince atıştırırım. maç için gerekli forma, ayakkabı ve diğer ekipmanları özenle hazırlarım. bizim evin yakınındaki parkın yanından geçerek sessizce ilerlerim eski kapalı spor salonuna doğru. maç yoksa içerideki sessizliği eğer maç varsa içerideki seyircinin sesini dinlerim. bazen skorbordun sesi de dahil olur bu coşkuya. öttüğü anda ya bir hayal kırıklığı ya da sayının verdiği coşkunun sesini duyarım. içeri girince soyunma odasının yolunu tutarım. kendime yer bulup hazırlanmaya başlarım. zaten maç saati yaklaşmıştır. maç bizim için zor ise çok sesimiz çıkmaz. ama maç kolay ise biraz daha gürültülü oluruz. beden eğitimi hocamız gelir. ilk sorusu hiç değişmez: "herkes burda mı? oturun bakalım" der. ve ateşli bir konuşma yapar. her zaman söyler: "yenilebilirsiniz hiç önemli değil, ama mücadele etmezseniz bu takımda yer bulamazsınız" der. bir anda ayak titretme, parmak yeme gibi hareketlere davranırız."hadi, gelin bakalım" diyerek yanına çağırır. herkes sağ elini ortaya koyar, üst üste ellerimiz kenetlenir. hep bir ağızdan "öğ-ret-men" diye bağırırırz. ve işte büyük an gelir skorbordun zili bir kez daha öter. yavaş adımlarla sahaya doğru ilerleriz koridordan. ve kaptanın atılmasıyla koşmaya başlarız sahanın ortasına. ama oradaki parkeye bastığınız ilk an inanılmaz gelir insana. sanki bir rüya gibi. sahanın ortasında bir kez daha kenetlenip tekrar haykırırız "öğ-ret-men" diye. seyirciden bir moral alkışı gelir. ısınmaya başlarız. sonra maç başlar. saha içindeki o coşkuyu sonuna dek yaşarız. saha içindeki oyuncularımızdan tutunda kenarda oturan oyuncularımıza kadar herkes birşeyler yapmaya çalışır takım için. bazen kazanırız, bazen mağlup oluruz. kazandığımız maçlar sonrası mutluluk ve yine ayrı bir heyecan olur. mağlup olduğumuzda ise daha çok sessizlik.

    işte bu güzel duyguları yaşatan bir spordur basketbol. her anını yaşamaya değerdir.
    2 ...