buna benzer bir yazıyı beşiktaşlı yönetici ya da yöneticiler gözaltına alınma olasılığına karşı hazırlamıştım ki, başlık gelmiş yazmamak olmaz artık.
futbol tarihimiz de kulüpler ve milli takımlar bazında dişe dokunur sadece iki başarımız var.
uefa kupası
dünya kupası üçüncülüğü
avrupa ikinciliğini saymıyorum bile. üzerinden de baya bir süre geçti. peki hiç düşündük mü dünya üzerinde futbolda neden ite kaka ilerliyoruz neden başarılı olamıyoruz, millet çatır çatır futbol oynarken bizim oynadığımız ne?
hazıra konuyoruz, bu kadar basit. parayla aldığımız maçların üzerine yatıyoruz, bundan bir haber futbolcularımız da, yurt dışındaki karşılaşmalarda sudan çıkmış balığa dönüyor. bilmiyor ki türkiye de çalım atmıyor, avealı olmayan fasulyeden adam muamelesi görüyor. avrupa da kim tanır lan avealı olmayan fasulye adamı, basar ayağına alır topunu.
sonuç itibariyle, dalga dalga sürecek bu operasyon devam etsin. bu pis işin içinde kim varsa alınsın, sorgulansın cezası verilsin. ak göt, kara göt belli olsun.
fenerbahçeli bir arkadaşımın bana söylediklerini de iletmek isterim. ''ben gönlümü o forma üzerinde ki renklere verdim, o forma üzerinde ki isme verdim, hiç bir fenerli olduğunu söyleyen yönetici de bunu kirletmeye gücü yetmez'' sonuna kadar haklı mı? evet haklı, yöneticiler, teknik adamlar, futbolcular bir takım için gelip geçicidir. baki kalan gönül verdiğimiz renklerdir. o renkleri kirletmeye çalışanları barındırıp barındırmamak da biz taraftarlara kalmıştır.
barındırmayalım ki;
dişimizden tırnağımızdan arttırdığımız paraları kulüplerimize verirken içimiz rahat olsun.