almancıların da türk olduğunu unutmamak lazım. onlar aslında ne acizdir ne çaresizdir. memleketlerine gelebilmek için genellikle bir kaç sene beklerler çünkü çalışıp izin günü biriktirirler sadece altı hafta hasret giderebilmek için. tabi sıla hasretini bilmeyince hava attıkları sanılır ama onlar aslında sevinçlerinden öyledirler. zaten gurbet elde sürekli alt kesimde bulunmaya alışmışlardır bari bırakında kendilerince sevinçlerini yaşasınlar. aslında ne acıdır durumları çoğu türkçeyi doğru düzgün konuşamadığı halde hasretini çeker ülkesinin. onları aşağılamak ve hor görmek yerine neden böyle olduklarını düşünmeli. gurbette bulunan vatandaşların çoğu anadolu insanıdır. onlar gurbette çalışırken az da olsa onların bulundukları bölgeler öncesine bakarak gelişmiş çağdaşlaşmıştır. fakat onlar bu gelişmeleri yaşayamamıştır ve hala aynı anadolu insanıdır. yabancıların geleneklerine de bir türlü uyum sağlayamayan bu vatandaşlarımız böyle bir ikilemde kalırlar ve başkaları tarafından alay konusu edildikleri özellikleri ortaya çıkar. ama aslında o saçları jöleli, dar beyaz atletli gurbetçi çocuklarının çoğu türkiye'deki akranlarıyla yer değiştirmek ister. özenirler onlara. çünkü her sene olduğu gibi türkiye'deki kuzenlerinin hepsi iyi notla, takdirle sınıfı geçerken kendisi kırık notlarla zor zoruna sınıf atlar. anadilde ders görmek bir ayrıcalıktır. o yüzden bir kaç hafta izin yapmak isteyen gurbetçi vatandaşlarımızı sanki bu ülkede hiç hakları yokmuş gibi alay konusu etmek doğru değildir.