parkta ki bankta oturmuş beni bekliyordu. güneşin altında güzel göründüğünü farketmiştim bu sefer de. onu her gördüğüm de nasıl güzel göründüğü ile ilgili bir şeyler farkediyordum. her defasında farklı bir afetle buluşmuş gibi. yağmur altında ıslak saçları, güneş altında parlayan saçları ile çok farklı duruyordu. ondan uzakta bir banka oturup seyretmeye başladım. farketti beni, kalkmadı yerinden, tepki de vermedi, seyretmeye başladı benim gibi. aklından neler geçiyordu bilmiyorum ama, gözlerinde ki ışık, dudaklarında ki tebessüm, içinden nefret bile geçse, onu bile karanlıkta bırakırdı.
sanki daha yeni tanışmaya aday bir çift gibi bakışmak gibi bir şeydi. daha yarım saat önce, buluşmak için sözleşen biz değilmişiz gibi. buluşacaktık, konuşacaktık, sarılacaktık uzun zamandır görüşemediğimiz için hasret giderecektik. o başka bir bankı işgal ederken, ben ayrı bir bankta, bunların hepsini gerçekleştiriyorduk sanki.
-kız da sana bakıyor git konuşsana.
+hı efendim?
-kız diyorum sana bakıyor, gülümsüyor da git konuş.
+he onu mu diyon teyze, sevgilim zaten o.
-allah akıl fikir versin.
+he teyze, versin valla.