platypus
kainatın derin anlamı ile sarmalanmak... olağanüstü bir sanat eserinin içinde yaşamak... kelebek kanatları okşuyor tanrıyı... duyargaların günün diğer tarafında... ki, yaşamın zevkleri ve sanatın sonsuzluğu özgür... yoksa tersine bir özdeş anlamda, peçenin gülüşleri yok etmesi gibi yırtılır gece. herşeyi, mükemmelliğin de ötesinde, tanrısal uyum içinde oluşturma arzusu; yaşam müziğinize eşlik edecek enstruman bulamamak... yalnızlık / kilitlenme sancısı... bu nokta hücreye dönüşmeden, kendi sanatsal eserini sadeleştirmek... kainatın büyülü skalasını gözlerinde uyutan ornitorenk. bihaber kalabalıklar arasında içsel yüceliğinizi huzura kavuşturacak bu acil çıkış koridoru, fiziğin aşıldığı düşünce boyutlarında kullanılamaz... gece ile seviştiğimiz yüksek derinlikler... dışarıdan içeriye çıktığınızda, kalabalık yalnızlığınız; harita, pusula, uçurum, çağrı... mucizevi gerçekliğin aynası, sağlaması. ilhan irem "buz sarayları" 19.bap