uzun soluklu açık kalan yani en azından 2 yılını tamamlayan sözlüklerin ana sorunu. sözlük kuran insanlar yakın çevre eş dostla başladıkları işi zamanla kıvırır ve "sözlük yazarlığı" mertebesine 5-6 ay sonunda erişirler. artık biz olduk dendiği vakit birinci nesil yazar alımı son bulur ve diğer nesiller başlar. 2. nesil' de 5-6 ay içinde olayı kıvırdıktan sonra belli bir sayıya göre 3. nesil' e geçilir. bu sırada birinci nesil yazarların çoğu sözlüğü bırakmaya başlar. sözlük artık adı duyulmuş bir sözlük olduğu için 3. nesil 1 ve 2. nesilden çok daha fazla hitap eder. olay böyle devam ede ederek 10 lu nesillere varılabilir.
fakat tüm bunlar gelişirken fark edilmesi gereken, sözlüğe yazanların büyük çoğunluğunu son nesil ve sırasıyla sondan bir önceki, sondan iki önceki nesil alır.
peki bunlar olur da ne olur?
mesela 1. nesilden biri "ulan 300 kişiyiz niye yazmıyorsunuz? " diye bir başlık açar.
aradan 1 sene geçer. 2. nesil biri "ulan 500 kişiyiz neden yazmıyorsunuz? " diye başlık açar.
bu her sene içinde 2-3 belki daha fazla kere tekrarlanan başlıklarda kişi sayısı değişirken ana fikir aynı kalır.
ve aradan 7-8 yıl geçtikten sonra, her sene 100.000 başlık açılıyorsa bunların 50.000' inin aynı doğrultuda olduğu fark edilir.
çoğunlukla kendini tekrar eden konular: "bu ateistleri neden aramızda tutuyoruz. ", "ne olacak bu memeleketin hali. ", "okan abi büyüksün. ", "bu müslümanlarla başımız dertte. ", "ben zenginim sen fakir. " vs. vs. vs.
tabi konuyu başlıklarla sınırlandırmamalı, entry' leri incelerseniz de belli bir sayıda entry girilmiş başlıklardaki entry' lerin yüzde on iki oranla aynı şeyi anlattığını görürsünüz. (oranı küsüratlı vereyim inandırıcı olsun. )
------
anlamayanlar ve okumaktan anlamayanlar için konunun ana fikri: sözlük her nesilde kendini sözlük kültürünü benimseme süreci dolayısıyla yeniler ve sözlüğü yoğun olarak kullananlar sondan itibaren 3 nesil aralığında bulunur.
------------------------mayıs 1956; hong kong' da "mao niye ben bir ekmek alabiliyorum. " diyorken; akheramosis.