bi gözü allaha bi gözü toprağa bakan saygıdeğer velinimetimiz sartre amca demişti bu lafı. neye dayanarak demişti acep?
öncelikle varoluşçuluğun malzemesi insandır insandaki anlam ve varoluş karmaşasıdır ve bu karmaşadan ekmeğini yer. varoluşçuluk için tanımlarının ve çıkarımlarının yegane adresi yine "insan"dır. he amına koyim diğer felsefelerin değil sanki dediğinizi duyar gibiyim oraya da geleceğim az sabır. elbette dünya üzerinde bütün felsefelerin dayanağı insandır zaten varoluşçuluğun şu bahsedilen "insancılığı" burada ortaya çıkmaz.
varoluşçuluk insancılıktır çünkü insanın dünyaya kendi seçimlerinden bağımsız olarak atıldığını savunur ve tümüyle anlamsız bir hayatta anlam arayışında heba olduğunu görür bi bakıma düştüğünü görür ve o'na yardım eder. öncelikle varlığının tanımını ve bu anlamsızlığını anlatmaya çalışır. öncelikle o'nun boş ümitlerini ve iyimser düşüncelerini alır yerine karamsarlık kokan aslında öyle olmayan "gerçekleri" anlatmaya çalışır varlığının büyük anlamlar içermediğini ancak bu anlam arayışında kendi anlamlarını oluşturabileceğini söyler. insanın yalancı bir mutluluk ve inançtan ziyade kendi yarattığı temelini kendi attığı perdenin arka yüzünde neyin olduğunu bildiği bir "anlam" yaratmasına olanak sağlar. varoluşçuluk tümüyle insan için "gerçeklerle" boğuşur. bu gerçeklerin iyimser ya da kötümser oluşuna bakmaz o'nun için sadece gerçekler, anlam ve varlık sorunları vardır. bu sorunlarla birlikte ortaya çıkan tablo elbette pek iç açıcı olmayabilir fakat bu tabloya objektif yaklaşabilen bir insan kendini tanır ve dünyadaki konumunu en gerçek haliyle kavramaya başlar. bu noktadan sonra varoluşçuluk kişinin görüngülerin (fenomenlerin) öncesini ve sonrasını kavramasında yardımcı olacaktır. kendi terazisinde kendisi ve diğer "şeyleri" tartacak buna göre de bir görüş açıklığı kazanacaktır. elbette tüm bunların sancısız olması beklenemez ki acı çekmeden devam edilen yol kişiyi hiçbir yere ulaştırmayacaktır. bundan mütevellit evet varoluşçuluk aslında "insancılıktır" ve düştüğünü gördüğü insanı savunur ve o'nun için çabalar.
hani bir yağmur yağar da baaağzen temmuzun ortasında bu ne serinlik amına koyim ya...