kendisi cahilliğini ortaya dökmüş, bize de düplik dilekçesi yazmak kalıyor.
''aihm kararları, hiçbir zaman kendiliğinden ulusal yargı kararlarını hükümsüz hale getirmez...'' demişiz.
neye karşılık ''yargıtay hukuk genel kurulu kararının artık hiçbir hükmü olmadığını bilmesi gereken...'' cümlesine karşılık.
doğru söylediğimi belirtip salvo yapmaya başlamış. güzel... lakin cahillik başa bela. yargılamanın yenilenmesi olağanüstü kanun yoludur ki kesin hüküm ortadan kalkıncaya kadar hüküm dimdik ayaktadır. cmk 312 bununla da yetinmeyip elisaday ve ekürileri daha iyi anlasın diye ''yargılamanın yenilenmesi davasının açılması, hatalı olduğu iddia edilen son kararın yerine getirilmesini geri bıraktırmaz veya durdurmaz.'' demiş. ne demişti kendisi ''... hiçbir hükmü olmadığını...'' he canım, he gülüm...
kahvehane amcası hukuku mu lan bu? okuduğunu anlasın deyü cmk'yı gizli bakınızla gözünün içine sokmaya çalıştık ama infaz hukuku prosedürü yapmış, yargılamanın yenilenmesini.
''açıkçası sadece işlemesi gereken bir infaz prosedürü olarak gördüğüm için değinmedim bile...'' bah hele bah. değinmemiş bile. bilgi sahibi değilsin bir de ukalalığa vurdurmanın anlamı nedir.
hayalindeki hukukçuyu kanunu açıp işine gelen kanun maddesini hukuki dayanak olarak yazıp parayı vuran insanlar olarak görmeni normal karşılıyorum. lakin amaçsal metod denilen bir olay var. aihs'nin 46. maddesini cımbızla çekip -çeşitli dillerde yazarak yaptığın işi çirkefliğe vurmana girmiyorum bile- aihs'nin ülkesel uygulama başlıklı 50. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ''bu sözleşmenin hükümleri sözü geçen ülkelerde yerel şartlar dikkate alınarak uygulanır'' hükmü amaçsal metod denilen şeyle birlikte göz(t)ünde patlar. -t harfi opsiyonel-