27 mayıs, 12 eylül, ismet inönü, chp bakınızı veren dangalakların zihniyetinin bu ülkeyi yıllardır yönetiyor olmasıdır. chp'li değilim hayır ama bu partinin -kuruluştaki halinin- bu ülkeye, bu millete neler kazandırdığı ortadadır.
kimse sözlükte akademik bir biçimde yazmıyor yazılarını, bu normal. ancak iktisadi, kültürel vd. kalkınma alanlarındaki geri kalmışlığı 3-5 chp ile ilgili bakınız vererek açıklamaya çalışmak dangalaklığın, cehaletin, düzlüğün ve avamlığın en büyük kanıtıdır.
aynı avam, aynı chp bakınızı veren cahil cühela kesim chp'nin ülkenin kuruluş yıllarında türkiye'yi nereden nereye getirdiğini ya bilmemekte ya da bilip bilmezlikten gelmektedir.
eğer bilmiyorlarsa bu cehaletten; biliyorlar ve bilmemezlikten geliyorlarsa ahlaksızlıktandır bu yaptıkları.
Cumhuriyetin ilk onbeş yılında, yani Atatürk Türkiye’sinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ilk yıllarında uyguladığı ekonomik devrimlerle, siyasal bağımsızlığının ardından ekonomik bağımsızlığını da kazanma yolunda önemli adımlar atmıştır.
Cumhuriyetin ilk onbeş yılında, yani Atatürk Türkiye’sinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ilk yıllarında uyguladığı ekonomik devrimlerle, siyasal bağımsızlığının ardından ekonomik bağımsızlığını da kazanma yolunda önemli adımlar atmıştır.
Sözlükteki çakma milliyetçi, gösteriş müslümanı ahlaksız kesimin alkışladığı AKP'nin sattıkları o günkü CHP'nin bu ülkeye kazandırdıklarıdır.
--spoiler--
1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında Cumhuriyetin nüfusunun 13.648.000 kişi olduğu belirlenmiştir. Genel nüfusun %47,71’ini çiftçiler (4.368.061) %3,7’sini sanatkarlar (299.000) ve %2,8’ini de tüccarlar (257.000) teşkil ediyordu.
1924-1929 döneminde yılda ortalama yüzde 10,9, sanayi üretim ise yüzde 8,5 oranında artış kaydetmiştir. Bu sonuç, üretim kapasitesine yapılan ilavelerden çok, geçmişte meydana gelen kapasite boşluklarının kullanılmasının bir sonucudur.
29 Ekim 1929’de ABD’de yaşanan ekonomik krizden genç Türkiye Cumhuriyeti de etkilenmiş; devletçi, müdahaleci ve korumacı politikalar uygulanmaya başlanmıştır. 1923-1929 yılları arasında özel sektör girişimlerinin ülke kalkınmasında yetersiz kaldığını düşünen CHP, 1931 yılında programına devletçiliği almıştır. [1]
1935’de Atatürk’ün devletçilik kavramı hakkındaki görüşleri şöyledir:
Türkiye’nin tatbik ettiği devletçilik sistemi 19. asırdan beri sosyalizm nazariyatçılarının ileri sürdüğü fikirlerden alınarak tercüme edilmiş bir sistem değildir. Bu, Türkiye’nin ihtiyaçlarından doğmuş Türkiye’ye has bir sistemdir. Devletçiliğin bizde manası şudur: Fertlerin hususi teşebbüslerini esas tutmak, fakat büyük bir milletin ve geniş bir memleketin bütün ihtiyaçlarını ve birçok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak memleket iktisadiyatını devletin eline alması.
1933 yılında, Sümerbank'ın kurulması ve Mevduatı Koruma Kanunu ile Ödünç Para Verme işleri Kanunlarının kabul edilmeleri başlıca iktisadi olaylardır. Devlet bu tarihte ilk defa faiz oranlarını belirlemeye başlamıştır.
--spoiler--
hadi ufak ufak uzayın. fanatiklik yapacaksanız stadyuma...