kafka nın şato romanındaki gibi bir hava var dogville filminde. kasaba halkının kötülük yapmaya meyilli aşırıcı tutucu tavırları, dışarıdan gelen kimselere karşı adeta bir ikinci sınıf vatandaşmış gibi davranılması,... bu tip haller aynen şato romanında da geçmekteydi. sanırım dogville ve şato da anlatmak istenilen ortak espri, yıllardır bir arada yaşayan küçük toplulukların ne kadar katı gelenekçi ve buna bağlı olarak da yabancılara karşı ne kadar acımasız oldukları gerçeğidir. ayrıca grace ve babasının arabdaki konuşmaları da suç ve ceza üzerine çok dikkate değer bir konuşma; tam hatırlamasamda köpeklerin doğası gereği yaptıkları hataların affedilmesinin köpeklerin doğalarına rağmen eğitilmelerinin önüne geçtiğine dair çok aklıma yatan bir ifade vardı. son olarak da dogville mi grace i terk etti yoksa grace mi dogville i terk etti?
dogville de; kasaba tutuculuğunun aslında ne kadar ciddi boyutta sorunlara yol açacağını görüyoruz. ülkemizde de, rahatça gözlemleyebileceğiniz kendinden olmayana her türlü haksızlığı yapmayı doğal gören muhafazakarların aslında ne kadar tehlikeli olduklarının anlatıldığı bir film.