tesellisi olmayan acıları anlatıyor bu film. dilini bilmediği için kelimeleri satın alan bir şairin acısı bu. daha fazla kelime satın alamadığı için, şiiri yarım kalmış bir şairin acısı. yıllar sonra o'nun şiirini tamamlamaya çalışan alexandre'nin acısı. küçücükken yabancının ne demek olduğunu, annesinin öldürülmesi üzerine anlayan çocuğun acısı.
filmi izledikten sonra selim geldi aklıma, arkadaşının o'na yaktığı o ağıt. o'na o ağıtı yaktıran durum, gerçekten denizin ne kadar büyük olduğunu biliyorum ben. o yüzden üzülüyorum o'na. ama gittiğimiz yerin nasıl olduğunu bilmiyorum. belki selim gitmeseydi, söylerdi bize.
"şair ne demek?" gerçekten, "Yarın ne kadar sürecek?"
...
küçük çocuğun ağıtı:
--spoiler--
Ey, Selim!
Ben korkuyorum, Selim.
Deniz çok büyük!
Gittiğin yerde seni
ne bekliyor, Selim?
Gittiğimiz yer nasıl olacak?
--spoiler--