enteresan bir durumdur. zira kimi zaman sahiden de üzgün kişiye gelmekteyken, kimi zaman da durduk yere çıkagelir. 'lan ne oluyor, benim canım sıkkın değil ki?' demeye kalmadan kişinin kendini damar şarkılar dinlerken bulmasıyla son bulur.
müzik ruhun gıdası olduğu gibi, can boğazdan gelip, boğazdan gitmekedir kimi zaman. zira zeminde bir aşk, ayrılık, ölüm veya depresyon varsa bu isteğin doyurulması sonucu pozitif feedback mekanizmasıyla kendi kendini besleyecek bir durum oluşmaktadır, damar şarkı dinleyen bünye dinledikçe deprese olur ve deprese oldukça yenilerini dinler. gözyaşları kimi zaman irade dışı akıp giderken, kimi zaman kişi kendisini zorlasa da tıkanır kalır. asıl kötü olansa gözyaşlarının içeriye akıtılmasıdır, ki bu ilerlemiş vakalarda görülür. ağlayıp ağlayıp çözüm bulamayan bünye, ağlamanın ve mutsuzluğun manasını yitirmesi sonucu artık sadece dinleyip, düşünür..
bu durum sıklıkla geceleri olur. bunun nedeni ise kişinin geceleri yalnız kalması, havanın kararması ve siyahın depresif özelliği olabileceği gibi,gece salgılanan bazı hormonların artışı da olabilir.