şu sıralar bana en çok batan, üstünde en çok düşündüğüm şey.
zorlaştı artık. hele istanbul'da yaşıyorsanız daha da zorlaştı. insanları değişti, şartlar değişti. daha çok yazarım, ama ben bana en çok batan şeyleri yazayım.
neden insanlar birbirine bu kadar çok bakıyor? neden birbirini bu kadar çok izliyor, her yaptığına bakıyor? neden dış görünüşlerine göre bir takım yargılara, düşüncelere kapılıyorlar? neden herkes birbirini, tanımasa bile baştan aşağı süzüyor? neden kibarlık, saygı denen şeylerden eser kalmadı sokaklarda, toplumsal alanlarda?
paris'te insanlar böyle değil. yemin ederim, "insanlık" denen şey var hala. insanlar birbirini izlemiyor, dikizlemiyor. toplumsal alanlarda kısa boylu da olsanız, şişko da olsanız, siyah da olsanız aynı muamele var.
artık istanbul'da ulaşım da bitmiş. bir yerden bir yere gitmek işkence. tek çözüm olan metro ağını büyütmeyi de kimsenin gözü yemiyor. otobüs, taksi ayrı dert.
maddi olarak karşılaştırma yapamayacağım. yaşım küçük olduğu için "ekmek elden su gölden".
amacım oraları övmek değil. buralar da güzel, kıymetini biliyorum. ama 9 gün orayı yaşadıktan sonra küçük bir bunalım geçiriyorum. bu bunalımı atlatmanın en kolay yolu buydu.