(bkz: 18 nisan 1999 genel seçimleri) ve mhp'nin hangi oy oranına ne vaatle ulaştığına baktığımızda çok daha iyi anlayabileceğimiz tarihtir. apo nun yakalandığı tarih sadece amerikanın paketleyip teslim ettiği tarihtir.bunun hiç bir önemi yoktur.çünkü türkiye cumhuriyeti devleti kendi iradesi ve gücüyle yapmış olduğu bir operasyon değildir.18 nisan seçimlerinden 1.parti apoyu yakalayan dsp, 2.parti de apoyu asma vaadi veren mhpdir.koalisyonun 2 büyük ortağı olmuştur zaten.
mhpnin ve tayfasının apo'nun idamıyla ilgili suçlandığı mesele ise şudur.
apo yargılanıp hüküm giyip,yargıtayda cezası kesinleştikten sonra idam kararı için tbmm onayı gerekmekteydi.
avrupa birliği uyum yasaları çerçevesinde türkiye'nin gündemini meşgul eden en sıcak konu ise idam mevzusudur. o günkü atmosferde bunun vebaline girebilecek hiç bir yiğit yoktu meydanda.ecevit bahçeli yılmaz koalisyonu ise idamın tbmm'ye gelmemesi hususunda moratoryum imzaladılar.bu da öcalan'ın idamının ertelenmesi anlamına geliyordu.
tam ondan sonra da idamın kaldırılması gündeme geldi.yine en büyük engel mhp ve bahçeli görünüyordu. devlet bahçelinin her daim bahsetmiş olduğu 10 saatlik uzun toplantı sonucunda, devlet bahçeli anayasa komisyonunda mhp'li üyelerin çekimser kalması konusunda ikna olmuştur. bu da şu anlama geliyor, devletin menfaatleri!!! konusunda devlet bahçeli koalisyonu bozmamaya ikna edilmiş,komisyonda evet vermese de çekimser kalma kararı almıştır.ancak o yasanın görüşüldüğü meclis oturumunda mhp'li vekiller ret oyu kullanmıştır.
peki komisyonda üye sayısı bakımından mhp'li üyeler çekimser kalmayıp ret verseydi ne olacaktı, idam cezası kalkmamış olacaktır.
sonuç olarak bugün atıp tutmada,meydanda kükremekte üstüne olmayan sayın devlet bahçeli ve mhp aponun idamının ertelenmesi ve idam cezasının kaldırılması konusunda direnmemiş ikna olmuştur.
o yüzden az biraz ar namus şerefi olan susar ve bu konuda söyleyecek sözü olmadığını bilir.