africa

entry175 galeri
    155.
  1. (#12241156)

    savunduğu şeyin yanlış olduğunu bilen ama dünya görüşüne itikadi bir bağlılıkla bağlandığı için 'karaya kara' diyemeyip yanlışı meşrulaştırmaya çalışan yazar. özellikle "zamana göre değerlendirelim", "zamanın ruhu", "o zamanlar böyleydi" vs. tipi ifadeler bunun sonucu. olayları zamanın koşullarına göre değerlendirmek tarih biliminin ana prensiplerindendir ama tüm menfi hadiseleri de dönemin koşullarına bağlamak kolaycılık ve hakikatlerden kaçmaktır.

    "cumhuriyet yeni kuruldu etraf bölücü dolu, nasıl çok partili hayata geçelim?" mantığı sağlıklı bir mantık değil. demokrasiyi rafa kaldırmak için pusuda bekleyen kirli zihinlerin işine gelen bir mantık. karşılaştırdığım 1908 osmanlısı, 1923 türkiyesinden daha mı iyi durumdaydı? azınlıkların doğrudan ayrılma talebinde bulunduğu bunun için isyan ettiği bir devirde çok partili sistem uygulanmıştır. pek tabii bu sistem 1923 sonrası da uygulanabilirdi ancak uygulanmadı. koltuklarını, makamlarını, imtiyazlarını kaybetmek istemeyen bir grup türkiye'nin çok partili hayata geçişini engelledi. türkiye'nin çok partili sisteme geçmesinin önünde "bölücüler-yıkıcılar" engeli yoktu bizzat rejimin kurucularının oluşturduğu bir engel vardı. terakkiperver cumhuriyet fırkası alakasının olmadığı şeyh sait isyanıyla, serbest cumhuriyet fırkası alakasının olmadığı menemen olayıyla "bağdaştırılarak" ve bu partilerin bu isyanlara destek çıktığı izlenimi uyandırılarak partiler kapatıldı, çok partili sistem önlendi. olayın izahı budur. başka kulplar aramaya lüzum yok. tarihi kendi ideolojiniz ekseninde eğip bükmeyin allasen.

    ülkede ajanın, bölücünün olması; nüfusun az olması; seçimlerde şeffaflığın yüzde yüz sağlanamayacak olması; ülkenin savaşlardan yorgun düşmesi vs. seçim yapılmasının önünde engel midir ve gerçekten çok partili sisteme bunun için mi geçemedik? yukarıda bunun cevabını büyük ölçüde verdim. bu durumların hiçbiri çok partili seçim için engel teşkil etmez. zira osmanlı'da çok partili seçim olurken her şey güllük gülistanlık mıydı? isyanlarla uğraşan, 93 harbinin eziciliği henüz taze olan, trablusgarp'ta, balkanlar'da mücadele verilen bir dönemde osmanlı bunu başarmıştır. nüfusu azken, etraf ajan-bölücü doluyken bunu yapmıştır. pek âlâ türkiye de yapabilirdi, bu bir. ikincisi; dönemin kudretlileri, birden çok partinin katıldığı seçimlerin yapılmasını "istememişlerdir" yani zat-ı alilerinin saydığı türlü nedenler değildir sebep.

    bir de şöyle bir durum var ki; ülkede o dönem seçim olmuyor değildi. chp'nin belirlediği kişiler pusulaya yazılıyor ve halkın önüne çıkıyordu. halk bunlar arasından birilerini seçiyordu sonra seçilenler de milletvekili olacak kişileri seçiyordu. hani "sandık güvenliğinden-şeffaflıktan" ötürü çok partili sisteme karşı çıkmanın anlamı yok zaten seçimler oluyordu.

    otoriter tek parti zihniyetini meşru göstermek içün tek bir haklı gerekçe bulunamaz. chp 1923-1946 arasında ülkeyi anayasal monarşi ile yönetmiş ve gerisinde iran'daki şah devri gibi seküler bir dikta düzeni bırakmıştır. bu dikta döneminde yapılan en önemli şeylerden biri de "yeni bir tarih" yazımıdır. chp'nin ideolojisi doğrultusunda yeni bir türk, osmanlı ve istiklal savaşı tarihi yazılmıştır. uydurulan türk ve osmanlı tarihine hiç girmeden konumuzla ilgili olan "resmi istiklal savaşı tarihi"ne değinmek istiyorum.

    yeniden yazılan istiklal savaşı'nda dönemin chp kadrolarının her şeyi başlattığı, sürdürdüğü ve neticelendirdiği fikri empoze edilmiştir. mustafa kemal'in milli mücadeleyi başlattığı fikri de bunun eseridir. oysa mustafa kemal onurlu bir askerin yapacağı şeyi yapıp zaten başlatılan istiklal savaşı'na dahil olmuştur. ama tek partinin yazdırdığı tarih bu hakikatle yetinmez. o tarih anlayışına göre "mustafa kemal çok zor koşullarda, kötü bir gemiyle samsun'a çıkıp mücadeleyi başlatmıştır". oysa bandırma gemisi anlatılan gibi değildir, zor koşullarda samsun'a çıkılmamıştır hatta ingilizler mustafa kemal'ın resmi görev için samsun'a gittiğini öğrenmişler ve herhangi bir sorun çıkartmamışlardır, ayrıca mustafa kemal samsuna çıktığında istiklal savaşı zaten başlamıştır.

    ben mustafa kemal istiklal savaşı'nda hiç yoktu, hiçbir kongrede emeği geçmedi demiyorum. yalnız insanların olduğundan büyük gösterilmesine karşıyım. istiklal savaşı'nın başarısını yalnız kazım karabekir'e de yüklemiyorum. zira tarihi vesikalar ortada. ben belgeler ışığında yorum yaparım.

    yoksa, marjinal olmak, konjonktüre uymak türünden gayelere sahip değilim.
    0 ...