artık sadece giden bir nesnenin arkasından bakan bir çift göz ve bazen nadir anlarda hatırlamanın yanısıra anımsanmaya çalışılan ve o ansımsama sürecinin her anından her dakikasından ayrı ayrı zevk almak gibi olmuştur artık insanın elinde olmadan. ve giden gidiyordur artık. çocukken aldığım cırtcırtlı spor ayakkabılarımın cırtcırtlarının birbirinden ayrılması gibi artık ayrılıyorsun benden ve giderken döüp dönüp bakıyorsun ayrılmanın verdiği hüzünlü bir şekilde ve geride bırakılan kişinin ve ailen,n ve senin gidişinden haberleri biler olmadan sessiz sedasız gecenin karanlığında parmak uçlarına basa basa ve ne orda olduğunu ve nede orda yaşadığını o mutlu veya hüzünli veya o anların değerini kıymetini sadece o cırtcırtın diğer parçası bilecektir. ve hiç hiç düşünmeden gelecekte birinin diğerine yapışma ihtimalini ve de birinin gelip yapışma ihtimalini sadece o anda o ayrılma anında geriye dönüp ardında bıraktıklarına sadece kendisi ve diğer parçası ki tırnağın etten kendisini usulca koparak gitmesi bile yanında gökyüzüne bakıldığında gözün gördüğü tüm alanda sadece bir yıldız kadar yer kaplayan o derin duyguyu asla ve asla bir daha yaşayamayacak olmanın ve hiç bir zaman kavuşamayacak olmanın verdiği bilinç üzüntü ve anlatılamayan aslında bir çok kelimeyle anlatılabilecek olmanın yanı sıra sadece o duyguyu kendi yaşamak istercesine ve bunu istediğinden kesinkez emin olmanın verdiği başı dik gözleri dolu dudakları titrek ve gökyüzüne bakıldığında görülen güneşin etkisiyle hissedilen duyguları kalbinde yaşayan ve güneş gibi bir yüreği olanın son cümlesidir bu...elveda.