hayatından keşkeleri, acabaları ve de belkileri çıkarırsın önce. ardından uçsuz bucaksız sahillerde derinlere dalıp mis gibi iyot kokusunu içine çekersin. toprağı hisseder, yağmur damlalarının yüzünü ıslatmasını beklersin öylece. sicim gibi düşen damlalar tüm kötülüklerden uzakta tutar arındırır seni. ardından güneşin o yakıcılığını buram buram kavuran sıcaklığını hissedersin. tüm hücrelerinde gezinen ter damlaları boşalırken aniden sen var olmanın, 3 aylık ömrün kalmış olsa bile şu an nefes alabiliyor olmanın kıymetini daha iyi anlarsın o zaman.