kahramanımız, istanbul üniversitesi siyasal bilgiler fakültesinde, her nasıl olmuşsa Rauf Versan ın uluslararası hukuk dersini geçmiş, bizleri bütünleme için ziyarete gelmiştir. bilen bilir, rauf hoca bıraktımı okulun yarısını bırakır. tunaya anfisi full çekmekte, yeni asistan olmuş, gazı almış asistan sınıfta kimlik kontrolü yapmakta, herkese en ön sırayı işaret edip oraya oturmasını söylemekte,ama kimse kendisini sallamamaktadır. ben ise en arkada oturmakta, atık son bilimi kafalara zerketmekte, sınavı bekliyorum. derken kahramanımız geliyor, ben ve 3 arkadaşımla geyiğe makaraya başlıyor. asistan tarafından o anda anfinin en ön sırasına kimsenin oturmadığı farkediliyor ve artık asistanda kayış kopuyor, aynı esnada da kahramanımızı farkediyor...
Asistan (kendi kendine): bu ne ! sen napıyosun orda ayakta!
kahramanımız: bişe soruyom hocam az bidakka
a: ne demek bişey sorucam geç yerine
k: ya bişey sorucam bi saniye
a: geç yerine!
k: girmiyorum lan sınava mınava,
der ve kapıya yönelir, herkes dehşetle arkasından bakmakta, bütünlemeye nasıl kayıtsız kaldığını merak etmektedir. o esnada asistan sınıfn tamamını yönlendirdiği ön sıraları boş farkeder ve bağırır
-neden kimse oturmadı en ön sıraya!
kapıdan çıkan kahramanımı: oraya mal gelicek..
asistan o sınava girmedi, başkası geldi...
aynı dostum, birgün ingilizce sınavında çok kötü bir yazı ile bir sınav kağıdı için fırça yemektedir gene,
-bahadır! ne bu kağıdın hali! doktor yazısı gibi hiçbişey okuyamadım götür eczacıya okut bunu
bahadır alıp kağıdı dışarı çıkar. arkasından bakakaldık. 15saniye sonra geldi