cari açık sen nelere kadirsin. sayende terbiyesinde, düzeyinde büyük bir açık verenleri teşhis edebildik. komplolu masallarına inandırmak için karşısına delillerle gelenleri yalaka, şakirt diye aşağılamaya çabalayarak küçülen zavallıları yine sayende teşhis edebildik. keşke şakirt olabilsem, ve sen de olsan. onlarda en azından edep, insaf, yaradılanı yaradandan ötürü sevmek var. siyaset biliminden ve sosyolojiden nasipsiz nasıl bir ruh hali ki, yunanistandan japonya ya, orta doğudan azerbaycan a binlerce gazete-dergi-tv yi, ekonomisti şakirt-yandaş-yalancı görebiliyor. solcu-liberal-dindar-kürt-azınlık olanları kısacası, laikçi-yobaz-hayranı olduğu osman pamukoğlu gibi komik ve kavgaya meyilli kemalistler hariç herkesi hain görebiliyor? yaptığı projelere ve alternatiflerin güven vermemesi üzerine rasyonelce oy veren %50 lik koca kitleyi, aldıkları o 122.000 oy a bakmadan, işbirlikçi görüp kendilerini rahatça kalan son samuraylar ilan edebiliyor.
ekonomi öyle bir şeydir ki yaptığınız her hamlenin bir yan tesiri bulunur. orayı alır, mübalağa edersen tatmine olur, icraatçıyı sevmezsin. hele hayata at gözlükleriyle bakan işine gelen verileri sazanlama atlayan, gelmeyeni üçkağıt, hile,yalan diyebilen, kendi parti yöneticinin ve 3-5 örtülü partili prof un şehir efsaneleriyle süslü emperyal oyun, bölücülük, kapütilasyon laf salatalarını kendine inandırabiliyorsan nirvanaya da ulaşabilirsin.
bunların klasik bir yalanı vardır: akp öncesi hükümet dikti, emperyalistlere eğilmedi. akp abd ile anlaştı iktidara geldi. sorarlar adama, soğuk savaş döneminde miyiz ki abd islami yönü ağır kişilere ülkeyi teslim etsin. hemde yeni nato düşmanı dediği islamcılara. yapılmasına da onay verdiği şu 28 şubat ın mağdurlarına. arkadaş utanır insan biraz. senin o dönem oy verdiğin mhp iktidarında halkından zorla kestiği 14 milyar dolar nemayı vermeyen, bir(1) milyar dolar için ımf nin kapısında yatan, depremde halkına yardımı bile beceremeyip, birde vergileri dayayan, abd hükümetinden fms* kredilerini sil sil diye ağlayan, ülkeyi hortumlatan, bakanları yüce divanda hüküm giyen, beceriksizliği ile ülkeyi sefil, halkı aç hale getiren değil de akp mi hain, onursuz, halka zararlı ve bağımsızlığı da ele teslim eden.*
birde konjonktürle para bollaştı,kalkındık masalı var. hee, son on yıl maymunlarda çağ atladı insan oldu zaten. bu konjonktür nedense doğu avrupa, afrikaya, yunanistan veya irlanda ya niye uğramıyorsa. tek bize kıyak mı geçiyor. tersten baksak bile "demek ki bizim bakanlar ilmiyle sistemi çözerek azami istifade etmiş" der bir insan.
bir ülkenin borç almasında kredibilitesi ve borçların geri ödenebilmesi* en önemli faktördür. ama ne bu kavramları ne kamu net borç stokununu bilmeden ahkam kesen demogog yazarımızın bu cehaletini bunları bilenler zaten anlamıştı. senin değerlendirme kriterleri olan, kredi notun dış borç stokunun gsmh a oranı, dış borç stokunun ihracata oranı, dış borç servisinin ihracata oranı ve kredi notun* iyiyse yok mafya, yok gulyabani finastan niye yüksek faizle borç alıcan. zaten ilgi büyük. beklentiler,kalkınma iyi olduğundan, faizler eskiye göre çok düşmüş olsa da. http://bulancakhaber.com/...e-buyuk-ilgi-gostedi.html
şüphe kalmasın diye belirtiyorum. borç ödemede sıkıntılı olsak, hükümet ilk iş vergileri arttırır ve eğitim,sağlık gibi kamu harcamalarını kısardı. oysa tekstilde %18 den %8, tarımsal girdide %18 den %1, kurumlar vergisinde ımf ye rağmen %30 dan %20 ye indirildi. uzun süredir de oransal olarak fahiş bir artış yok. yatırımlar-harcamalarda kısılmadı. seçim öncesi mali disiplin için popülist harcama yapılmadı sadece. halk aleyhine enflasyonist bir politika da güdülmedi,bilakis tek haneye düşürüldü. hazinede aceleci-pahalı da borçlanmıyor.* eeee, emare de yoksa. o halde felaket tellallığının sebebi hep siyasi. aynı kesimlerin tezgahı olduğu anlayana belli.
o kafa bulmaya çabaladığın devlet borçları kitabı borç ödemez, ama geçmişte borcunu inkar eden ve sonucuna katlanan ülkelere dair verdiği bilgilerle seni rezil edebilir.* sovyetler 1917 de çarlığın yaklaşık 20 milyar dolar borcunu reddetmişti. güney amerikada dominik,meksika, guatemala, venezüellea hakeza. arjantin bu sebeble drago doktrinini yayınladı. kısacası öğren neymiş, devlet dediğim gibi: güven, yatırım, beklenti, yeniden borçlanabilme,dış baskı veya müdaheleye katlanırsa borcu reddedebilir. akıllı bir devletse mezkur sebeblerden borcu reddetmez, sildirme veya yapılandırmaya çabalar. çok şükür türkiyede bunlar yok. ama önceki iktidarda bunlar olmuştu.* hatta somut bir vaka ile ekonomi veya bağımsızlık abd adına ımf ye teslim edilmişti. başbakan ile başbakan yardımcılarının dervişin emirle çıkartıp, yolladığı o uzun yasaları okumadan imzaladığını unutmadık. kamu gelirlerinin %86 sının faize, kalanının da hortuma gittiği günleride.
şimdi herşey güllük gülistanlık mı? elbette hayır. tüm faizler, enflasyon, özellikle de cari açık inmeli. yeni katılan genç nüfusa iş bulunması ve issizliğin artmaması da yetmez, işsizlik daha da aşagıya indirilmeli. ithalata köklü çözümle, yenilikçi* ihracatçı, yeni girişken ihracatçılar artmalı. kosgeb in çabası üzerine bürokratik engellerin minimize edilmesi de gerekli. bunları bizde söylüyoruz. katma değerli üretimi de. lakin onca yapılanı inkar edip, çivi dahi çakılmadı, battık diye bağırıp hurafelerle, işbirlikçilikle suçlamadan. bu muhalefet değil, hakarettir. hak için yazan kişilerde önce size gülecek, akabinde dayanamayıp maskenizi düşürecektir.
not: *faydalı olsa da bu başlığa başka yazı yazmayacağım. kuralları aşan bireysel yazıya girmesin. ayrıca bu üslubu bozuk, umutsuz vaka yazarlara ne desen boş. o isterse yazı ekleyip, bana yine müthiş ayarlarından verebilir. hem * hem *