Bir yaz tatil için arkadaşları ile istanbul'dan ege de bir tatil beldesine gitmek için yola çıkarlar. uzun bir yolculuktan sonra ahmet şerif devam etmek için ısrarcıdır fakat arkadaşları yorulduğunun farkındadır ve durup hem dinlenmek hemde karınlarını doyurmak isterler. neyse bir dinlenme tesisinde dururlar. otururlar. ahmet şerif hemen yiyip kalkma peşinde arkadaşları ise biraz daha fazla zaman peşindedirler. yemek gelir yerler. ahmet şerif'in tüm ısrarına rağmen çay isterler. çaylarını da içerler. kalkma zamanı gelmiştir. tekrardan yola koyulurlar. biraz ilerledikten sonra yol tıkanır. herkes arabalarından çıkmış sebebini merak ederler. ahmet şerifte iner ve sorar birisine. o yıl cumhuriyet bisiklet turu o bölgede yapılır ve yol kapanalı henüz bikaç dakika olmuştur. orda o çayı içmeseler geçecekler. ahmet şerif çok sinirlenir. biraz ilerler. ilerde bir kamyon ve şoförünü görür. adamın yanına gider. oda ahmet şerif gibi kızgın saydırıyor küfrediyor. dururlarken bir kamyoncu bir kamyoncu derken çoğalırlar ve yaklaşık 10 kadar olurlar. kamyoncular bisikletçilere arka arkaya saydırıyorlar küfrediyorlar. sadece ahmet şerif birşey demiyor. hepsi birden döner ahmet şerif'e bakar. ahmet şerif farkedince oda başlar saydırmaya. onlar saydırıyorken bir hareketlilik olur ve bisikletçilerin yaklaştığı haberi gelir. bizimkiler yerde çömeliyordur. haber gelince hepsi aynı anda ya bismillah der ve ayağa kalkar. ahmet şerif sanar ki kamyonlardan gidip levye alıp sporculara dalacaklar. neyse bunlar hep birlikte gececekleri noktaya gelir ve tek sıra olurlar. sporcular yaklaşır ve tam bunların önünden geçerken az öce saydıran küfür eden adamlar bravo diyerek sporcuları alkışlamaya başlar. ogünden beri alkışa inanmaz...