önceleri pek sikimde değildi bu mevzu. bireysel silahlanma falan. bana ne amına koyim der, geçerdim. taa ki(kendisi kore dışışleri bakanı olur) fi tarihinde sincan-karadenizliler kahvehanesinde canlı yayınlanan samsunspor-karşıyaka maçına kadar. ne alaka demeyin dostlar, anlatıyorum.
batak oynuyoruz arkadaşlarla. benim ortak eli aldı, ben de fırsattan istifade bi yol tuvalete gittim. aman yareppim nerden gittim, oyy niye gittim (çok sevdiğim bi iç anadolu bozlak türküsünden bir bölümdür bu). tuvalette öyle bir koku var ki, zannedersin tüm türkiyenin kurban sakadatı burada temizlenmiş. asansörde osuran bi piç var, sayesinde nefesimi 2 dakika tutabiliyorum. neyse, tuvalette işimi nefes almadan gördükten sonra dışarı çıktım. baktım karşıyaka 1-0 önde.
aniden, o içimde biriken nefesle birlikte, "karşıyaka gömüyor la muhahahah!" dediğimi hayal edebiliyor musunuz? hem de karadenizliler kahvehanesinde. (gağve la işte bildiğin, tdk'ya dilekçe yazdım, değiştirsinler)
sik kadar kahveden, sik kılı kadar silah çıktı.
zannedersin herifler sincan'da ikinci bir 28 şubat'a hazırlanıyorlar. (mesajı da verelim, tam olsun)
yirmibir pare top atışıylan uğurlandık kahvehaneden.