birilerinin yalakası olanlar empati kurup bizi de yalaka yapmış. evet, ben hakkın yalakasıyım. aldığım eğitiminle yalancıların yüzüne gerçekleri söylemem yalakalıksa... neyse ben konuya döneyim.
hayali hikayede hayali mafya kimdir? dünyada bu şöhrete sahip tek kurum akp nin kovduğu imf dir. hani şu 23,5 milyar dolarlık borcu 5(beş) e indirdiği ve sepetlediği imf. hani solcuların ağızlarına sakız ettiği, ama kovmayı akp başarınca hiç övmedikleri, olmamış gibi davrandıkları imf.
devlet borçları dersi alan, kitabını okuyan biri diğer borçlanmaların farklı olduğunu, çeşitlerini bilir. mafya felan yoktur. hatta devlet güçlüdür. uzun vadeli zararı* büyük olsa da ödeme yapmayabilir. şimdi bu açıdan borçlanmaya bakalım.
devletin tl cinsinden 2002 de borçlanma faiz oranı %62.7 iken, oran 2011 de 7.1 olmuş. yani her 100 tl nin 86 sı faize giderken, şimdi %20 si gidiyor. yetmez, daha da inmeli elbette. merkez bankası gecelik faiz oranı 2002 de %44 iken, şimdi %1.5 ler seviyesinde. bunlarla birebir ilişkili enflasyonu biliyorsunuz. 35 yıl sonra tek haneye indi. 2010 da %6.4 oldu. sol görüşlü hocalarımız dahi bu bizim için hayaldi. ümidi kesmiştik derlerdi.
gelelim en önemli veriye. kamu net borç stokunun gsmh a oranına. 2002 de %61.4 iken, şimdi 28.7 e inmiş. yani neymiş:akp ile kamu borcu azalmış. daha da azalmalı, ama bu somut hali de unutmamalı. birileri bizi ilk 10 ile kıyaslayıp, keşke geçebilsek diyorsa bu da hükümetin hanesine yazılır. beyler dünyanın 26 ekonomisine düşmüştük bir ara. mb rezervine de değinelim kısaca: 2002 de 26.8 iken, şimdi 93 milyar doları geçti.
şu seçim döneminde gördük ki, geçmiş iktidarların oluşturduğu beklentinin aksine hükümet seçim ekonomisi uygulamadı. zaten bütçe açığı ilk defa tahminlerin altında yine akp döneminde gerçekleşmişti. şeçim arefesinde bütçe art arda fazla bile verdi. tamam gelirler arttı* ama istenirse harcanırdı. geçmişte örneği çok.
kısacası, bu veriler cari açıkla dolaylı ilişkili. konuları karıştıranların sayesinde en azından meseleyi daha derin analiz etmiş olduk. cari açık sorun. sorunu çözmekse uzun vadeli ayrı bir sorun. bu problemin çözümünde herkesin emeği gerekli. tek devletle olmaz.