matmazel noraliya nın koltuğu

entry21 galeri
    8.
  1. peyami safa'nın iki bölümden oluşan ilginç bir romanıdır. okumanın,üzerine düşünmeyi ve eleştiri yapma hakkını da beraberinde getirdiğini bilerek bir kaç noktaya vurgu yapmak istiyorum. o dönemle bu dönem bir değil tabi,o da ayrı konu. Eserde bağnazlık ile tamamen maddeci bir ilim ve felsefenin birbirinden farklı olmadığı, her ikisininde eksik ve kainatı anlamada yetersiz kaldığı vurgulanmaktadır. Bu da ilim ve felsefe ile izahı mümkün olmayan bir takım mistik olaylar ile pekiştirilmek istenmiştir. Fakat eserde mistik unsur ve olaylar o kadar fazla yer bulmuştur ki bir süre sonra kendi kendini yer bir hale bürünmüştür gözümde. Halen anneannesinin dizinde dua dinleyen, bu dualarla manevi bir huzura kovuşabilen bir insanım fakat... bu kadar saniyelik mi her şey? bu kadar fazlaca ve peşpeşe mi? dilinizde tekrarlaya tekrarlaya eskittiğiniz dualarla yine aynı yerde kaldığınız hiç olmamış mıdır? be adam sen de! bu sonuçta bir roman. gerçek ve sanatı neden bu kadar uyumlulaştırma derdindesin, diyebilirsiniz. işte o vakit,evet bu bir roman diyerek, romana dair beklentilerimden bahsedebilirim size. salt bilgi üzerine kitaplar okuyan, okuduğum romanların yalnızca zaman kaybı olduğunu her fırsatta ifade eden birtakım arkadaşlarım :
    -Yahu sahi bu kitaplarda ne buluyorsun? neden zaman kaybediyorsun? hem çoğu uydurmaca! dediklerinde,verdiğim cevap şu şekildedir :
    -Evet, bilgi kitapları okuyorsunuz. kendinizce doğru olanı yapıyorsunuz. ama o bilgiler o kadar katı ve yığılmış bir halde ki okuduklarınızın ne kadarını gerçekten hazmedebiliyorsunuz? zihne girmedikten sonra okuma eyleminin ne önemi var ? romanlar mı? bir romanda bir yazar salt bir bilgiyi, olayların akışı içerisinde o kadar yerinde ve o kadar canlı bir şekilde ifade eder ki, bu bilgi kavranmış,hazmedilmiş ve hatta yaşanmış bir bilgi değerindedir,bir ömür davranışlarınızı şekillendirebilecek güçtedir. bu veya buna yakın cümleler işte.
    Gelelim Matmazel Noraliya'nın Koltuğu'na. bilgiler,bilgiler,bilgiler. eseri,olayları,kahramanları,romanın dokusunu aşan tartışmalar,kavramlar. sanki yazar bir ömür susmuş da bütün bir derdini bir roman eşliğinde fakat bir romandan uzaklaşarak haykırmış gibidir. Hazmı o kadar zor ki. anlamadan geçilen mesele,kavram ve tartışmalara gerçekten üzülüyorum. eserde cemil meriç kanaviçe'si de yok üstelik.
    esere yöneltilen genel eleştiri ikinci bölümün,birinci bölüme nispeten bir roman açısından daha başarısız olduğu yönündedir. Ben ise birinci bölümde boğulmuş,ikinci bölümü okumaktan bir kaç günlüğüne korkmuş fakat kitap bittiğinde ikinci bölümü daha sevilesi bulmuş bir okuyucuyum. zira ikinci bölümde mistik ve bilimsel unsurlar birinci bölüme nispeten daha dengeli yürütülmüştür.
    şüphesiz ki peyami safa büyük bir romancıdır. ötüken'den çıkma yalnızız adlı eserinin 27. ve 56. sayfaları bende her zaman hayranlık uyandıracak ve peyami safa gerçekten büyük bir romancı dedirtecektir. ötüken demişken... Yahu üstadın bütün romanlarını basıyorsunuz ve bu kitaplar yazım yanlışlarından geçilmiyor. bir değil,üç değil,beş değil. bazı kısımlarda öyle yazım yanlışları var ki cümleyi ve manayı bir hiç ediyorsunuz. nasıl gözden geçirip,nasıl bu şekilde basabiliyorsunuz anlamış değilim !
    4 ...