albert camus'un dünya görüşü, yaşamın anlamsızlığından, saçmalığından kaynaklanan bir anlayış-kavrayıştan yola çıkmaktadır. değil mi ki yaşam, bir yerde ölümle- yani yoklukla- sonuçlanıyor, öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim-içtim, aldım-verdim, benin-senin kavgasının anlamı? albert camus için yaşam, insan yaşamı, bir saçma, bir anlamsız, bir akıldışı, bir mantıkdışı yaşamdır. yani başlangıçta bir karamsarlık, bir umutsuzluktır söz konusu olan. ama umutsuzluktan yola çıkmak, sonuna dek umutsuz olmayı gerekirir mi? hayır diyor, albert camus.
ölümle biten yaşam saçmadır, evet. bunda kuşku yok. ama yaşam ölümle bitiyor diye, kapayacak mıyız gözümüzü, yüreğimizin kapılarını bu yaşanası dünyanın güzelliklerine, bunlar yanında insanların acılarına, çaresizliklerine? mademki yaşıyoruz, yaşadığımız sürece mutlu olmaya, sağımızda solumuzda mutluluk yaratmaya bakmalıyız. mutluluk, bir yerde ve her yerde, hiçbir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir diyor; albert camus.
camus, yaşamın anlamı üzerinde descartes'ın dünyanın varlığı üzerine yürüttüğü düşünceyle önce yaşamın hiçbir anlamı olmadığını kabul ediyor. işte o zaman seçiyor ve yaşamdan yana oluyor... stoik(dayançlı) bir filozof... ama vahlanmayan ve böbürlenmeyen bir filozof.
camus, yaşamın saçmalığı karşısında, umutsuzluğu, eylemsizliği, eli kolu bağlılığı değil, umudu, insan acısını bir yerde dindirmek, bir yerde yüceltmek doğrultusunda, yine de yaşamı seçmiştir.
--spoiler--
ne olursa olsun, her şeyin olumsuz olduğu, her şeyden umut kesmek gerektiği düşüncesiyle nasıl kalır insan?.. her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluyoruz. dünyanın hiçbir anlamı yoktur demek, her çeşit değer yargısını ortadan kaldırmak olur. ama, yaşamak ve örneğin, yiyip içmek kendiliğinden bir değer yargısıdır. ölmeye yanaşmadığı sürece, insan yaşamayı seçiyor demektir. o zaman da, görece de olsa, yaşamaya bir değer veriyoruz demektir. umutsuz bir edebiyat ne demek olabilir? umutsuzluk susar. kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşuyorsa, bir anlam taşır. gereçk umutsuzluk can çekişme, mezar ya da uçurumdur. umutsuzluk konuştu mu, hele yazdı mı, hemen bir kardeş el uzanır sana, ağaç anlam kazanır, sevgi doğar. umutsuz edebiyat sözü birbirini tutmayan iki sözdir. çünkü edebiyat olan her yerde umut vardır.
--spoiler--
camus, bir edebiyat adamı, bir sanatçı, umutsuzluğa savaş açmış bir insan olarak karşımıza çıkıyor .
--spoiler--
ben, kendi hesabıma insanlığın yüz karasıyla savaşmaktan geri kalmadım, katı yürekli insanlardan tiksindiğim kadar hiçbir şeyden tiksinmedim.
şu var ki, en koyu umutsuzluğumuz içinde, bu umutsuzluğu(bu inkarcılığı) aşmanın yollarını aradım. bunu da iyiliğimden, herkesten üstün ruhlu olduğumdan yapmış değilim. ama ben doğuştan içimde taşıdığım bir sezgi ışığına bağlıyım. bu sezgiyle insanlar binlerce yıldır yaşamı en büyük acılar içinde bile sevmesini bilmişlerdir.
--spoiler-- *