şimdi bu çok hassas çok kırılgan bir konu ama bütün çıplaklığıyla hayatımızın köşe başında bizimle birlikte duran bir gerçek.
muhtemelen yine köpürenler olacaktır ve fakat çoğumuzun yaptığı bu eylem irdelenmeye değerdir. aldatmak. aldatmanın her türlüsü zayıf karakterli insanların işi gibi görünür ama insan olarak zaaflarımıza çoğu zaman yenik düştüğümüz için aldatmayıda bazen çok rahat yapıp daha sonra üstünü örtebiliyoruz. öyle ki bazen aldattığımız kişiyle birlikte yaparız bunu. ben insanın sonrada yaratmış olduğu külütürel birikimlerin yani doğanın yasalarından kopuk olan kısmından sonrasını insanın özüne aykırı gördüğüm için (burda bir parantez açayım insalığın bu birikimi çok muazzamdır her türlü saygıyı elbette hakediyor) tek eşlilik, sadakat gibi kavramlarada inanmıyorum. insan doğanın bir parçasıdır ve doğa gibi hareket ediyor. sadece bunu bastırmaya çalışıyor fakat başaramıyor. çünkü hepimiz aldatıyoruz. kral çıplak yani. doğa demiştik doğada altamka yoktur uyum ve devamlılık vardır.
aldatmak belki de insanın yaptığı en doğal eylemdir. buna emin olabilirsiniz. biliyorum beynimi foseptik çukuruna batırıp tekrar yerine taktığımı düşünenleriniz çıkabilir ama durum şu an için böyle.
bu da cemal süreya'dan gelsin. konumuzla alakası yok ama olsun.
"
divan nâzım hikmet ikinci yeni
kaç gündür adını düşünüyorum
ne demiş uçurumda açan çiçek
yurdumsun ey uçurum
"
