Ben cumartesi akşamı festivale gitmek için çıktıktan sonra bu sabah tekrar yerime dönebildim. Benden önce bir çok adamın yazdığı gibi organizasyon kötüydü. işememek için fazla bira içmedim. iki tuvalet vardı. Taştan olanına girdiğinizde yüzünüze, amonyak,koltuk altı ve terli taşşak kokularının karıştığı düşük oksijenli bir hava çarpıyordu. Bir an yüzümün çürüdüğünü düşündüm. Şu polikorbondan olanlarda bildiğin foseptiğin içine işiyordun. Kim ne yapmışsa önünde duruyordu. Alanda dardı tabi.
Nese gruplara gelince;
Mastadon u anca dışarıdan dinleyebildim. O sırada güneş ve önümde duran hatunun kalçalarıyla ilgileniyordum.
in Flames e gelince çok dinlediğim bir grup değil halada dinlemeyi düşünmüyorum. Konserdede sound o kadar kötü ayarlanmıştı ki bi bok anlamadım.
Alice Cooper tabiki katılma sebeplerimden birisi. Ama iron maiden den hemen önce çıksa daha iyi olurdu.iki eski kuşağın arasına maskeli bebeler olmadı. Bence Alice Cooper sahnede soundunu en iyi ayarlayan gruptu. Tek tek her şeyi duyabildim. Ve tabi ki ölmeden canlı canlı o korku şovunu seyredebildim.
Slipknot şimdiye kadar hiç dinlememiştim. Hatta programda görünce bile bakmadım ne yapıyorlar diye. Halada bakmamayı düşünüyorum. Çokda beni saran bi müzik değil. Ama şunu da söylemek lazım ki sahneleri ve kıyafetleri iyi olmuş. Hele solistin maske bile tek başına adamı germeye yetiyor.
Ve iron maiden. Başlangıcından bitişine kadar gerçek ile hayal arasında gidip geldim. Ekrandaki görüntülere baktığımda sanki evde oturmuşta dvd den seyrediyor muşum hissine kapılıyordum. Sahneye bakınca da "olum adamlar kanlı canlı çalıyorlar" diyordum.Ölmeden önce yapacaklar listemden bir tanesi eksildi. Darısı Pink Floyd konserinin başına.