şimdi bu arkadaş kaç yıldır bu ülkede basketbol oynuyor bilmiyorum, ama dünyanın her yerinde takımı için hayati bir maçı kaybettikten sonra eğlenmeye giden adamı hadi kibar bir dil kullanalım ayıplarlar. top 16 şansını yitirmişin , ama sen topluk yapıp eğlenmeye gitmişin, gitmişinde efendi gibi durmuşunmu durmamışın. yoksa benim gibi o saatte evinde pijamasını giymiş uykuya dalmış adamın senin taksimde ne bok yediğinden nasıl haberi olabilirdi.
şimdi konuyu ata'nın klasik sözü '' ben sporcunun zeki çevik ve de ahlaklısını severim'' özdeyişine getirip bağlayalım. spor denen olgu her ne kadar profeyonelleşen kişiler tarafından yapılmış olsada , biz hala amatör ruhuyla maçlardan sonra gözyaşı döken insanlar istiyoruz. hadi geçtim en azından yalandan bi kaç gün evinin tuvaletine işeyip evden çıkmayan insanlar istiyoruz. bahis oynayan oyuncuyu , şortunun içinde tombala çeken oyuncuyu, sahada kendini sahte bir şekilde atan oyuncuyu istemediğimiz gibi , takımı için üzülmeyen oyuncuyuda istemiyoruz.
kısacası yüzüncü yılını kutlayan bir kulüpte görev yapmayı haketmeyen bir oyuncudur solomon denen şahsiyet.