yeni alınan ayakkabının ilk günde yırtılması

entry12 galeri
    1.
  1. yaz aylarının yaklaşmasıyla gökyüzünde rengarenk uçurtmalar, asfalt yollarda irili ufaklı bisikletler yerini almıştı. son cemre suya düşmüş olmalıydı.
    6 yıllık arkadaşım bekir ile bisiklet almak için 2 aydır para biriktiriyorduk. paramız yavaş yavaş ama kendinden emin bir şekilde büyüyor büyüyor büyüyordu.
    sonunda istediğimiz 21 vites bianchi markalı 2.el bisiklet için bisikletçi ali abi yle anlaşmıştık.

    sabahın erken saatlerinde bekir bizim eve gelmiş ve beni çağırmıştı,

    bekir: şiişşt callofcu olum sana diyorum şişşt.
    callofcu: erken gelmişsin olum niye acele ettin.
    bekir: evet la biraz erken ama olsun hadi gidip alalım şu bisikleti.
    callofcu: amma da heyecan yaptın haa. alt tarafı bisiklet alcaz, araba mı alacağız sanki?
    bekir: sen sanki hiç heyecanlanmadın.
    callofcu: heyecanladım tabii, dur parayı alıp geliyorum.

    parayı özenle koyduğum yer olan vitrinin alt çekmecesindeki kara kaplı defterin arasından çıkardım. evinde hırsız mı var da saklıyorsun demeyin çocukluk aklı,
    insan kendi para biriktirince kendinden bile saklayabiliyor bazen. neyse parayı bir gün önce tümletmiştim evimizin arkasında yer alan yayla bakkal sahibi erdoğan abiye.

    üstümü giyindim hemen dışarı çıktım. bekir duvarın üstüne oturmuş, misket oynayan çocukların oyununda müdahale ediyordu.

    callofcu: olum bırak çocuklar oynasın oyununu.
    bekir: bırak ya iki eğleniyoruz işte.
    callofcu: olum bisiklet almaya gitmeyecek miyiz.
    bekir: doğru hadi hemen gidelim.

    okulun arkasındaki bisikletçi ali abi nin dükkanına koşarak gittik. o ana kadar hayatımızdaki en heyecanlı metreleri koşuyoduk belki de. heyecandan dilim kitlenmiş boğazım düğümlenmişti. ali abinin dükkanına girdim bir şey diyemedim adama.

    ali abi: olum ne var söylesene.
    callofcu: ıhııhhıh
    ali abi: dur su getireyim sana.
    callofcu: tamama tammam tamam ali abi bir şeyim yok.
    ali abi: niye geldiniz bakalım.
    bekir: ee sana söylemiştik ya abi şu dışardaki gri bisikleti satın alacaktık.
    ali abi: haa doğru hatırladım şimdi. ne kadar demiştik fiyatına 80 milyondu herhalde.
    callofcu: evet abi 80 milyondu. para hazır mal nerde?
    ali abi: mal dışardaaa bi dakka olum ne malı ne parası.
    callofcu: şaka abi heyecan yapma. al parayı ver bisikleti.
    ali abi: allah bereket versin çocuklar.
    callofcu: hayrını gör abi.

    bisikleti kilidinden çözdük, nihayet bisiklete kavuşmuştuk. ikimiz de bisiklet sürmeyi biliyordu ama bisikleti ben kullanıyordum. anlaşmıştık bekir le daha önce sıra ile kullanacaktık bisikleti.

    bisiklet ikinci el olduğundan frenleri sağlam değildi, tekerlekleri bayağı yıpranmıştı. olsun ayağımızı yerden kesiyordu ya önemli olan buydu.

    callofcu: lan olum frenler tutmuyor sıkı tutun.
    bekir: frenler tutmuyor tekerler kabak olmuş zincirleri de yağlatmak gerek.
    callofcu: olsun bee gidiyor mu gidiyor ona bak sen.
    bekir: evet ya gidiyor ilk beni bizim eve bırak sonra yarın okula bunla gelirsin.
    callofcu: tamam istikamet hacı hikmet apartmanı.

    bekir önceki gün yeni ayakkabı almıştı. benim babam polis memuru onunki inşaat işçisiydi. pek çok ortak yönümüz vardı. senede bir ayakkabı alanlardandık. ayakkabı ne kadar eskise de diktirilir diktirilir yeniden giyilirdi. yeni aldığı ayakkabıları giymiş bisikletin selesine oturmuştu. ikimiz de acayip top oynardık ki ayakkabılar dayanmazdı en fazla 3 ay, sonra diktir diktir diktir haa siktirr yırtılırdı en sonunda.

    bisikleti delice kullanıyordum. bekir lerin evine gelmeden yokuş yolu vardı. yokuşa hızla girdim ama frenleri gevşek olduğunu unuttuğumu hatırlamakla gecikmedim. yavaşça frenleri sıktım ama frenler bayağı gevşemiş olduğundan hiçbir tesir etmedi tekerlere. bekir e seslendim.

    callofcu: bekir olum frenler tutmuyor la.
    bekir: dur merak etme ayaklarımla arka tekerlekleri sıkıştırırım. böylece yavaşlarız.
    callofcu: adamsın la zekaya bak maşallah..

    derin bir ohhh çekmiştim. bekir yeni aldığı ayakkabılarıyla fren olmuştu bizim eski bisiklete. tam bu arada ters bir şey oldu, bisikletin kontolünü kaybettim ve ikimiz birlikte bisikletten düştük. ayağa kalktığımda dizimin kanadığını gördüm. bekir ise bir kenarda hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. diğer tarafta bisikletin jantları çıkmıştı.

    callofcu: niya ağlıyon lan erkek adam ağlamaz.
    bekir: ühühühhhh.
    callofcu: ne oldu olum söylesene.

    ayağını göstererek,

    bekir: ayakkabının tabanı yırtılmış. fren olayım derken babamın yeni aldığı ayakkabıyı yırttım. ben ne derim babama şimdi.
    callofcu: ooo olum tabanı komple gitmiş artık yenisini almak lazım.
    bekir: nasıl alırız o kadar paramız yok ki.
    callofcu: dur aklıma bir şeyler geliyor ben halledeceğim merak etme.

    bekir ayakkabılarını fren için kullanmışken ayakkabıları sürtünmeye dayanamamış ve yırtılmıştı. aklıma ilk gelen bisikleti geri vermekti. böylece bekir e aynısından yeni ayakkabı alacaktık. bekir e söyledim ama kabul etmedi. ayakkabıyı cebimizdeki 5 milyonla diktirdik.
    ama yeni alınan bir ayakkabıya hiç benzemiyordu. annesi ve babası durumu farketmeden yeni ayakkabıyı yerine koymak gerekliydi.

    kenarda köşede kendime halı saha ayakkabısı almak için bayram harçlıklarımdan biriktirdiğim 50 milyonla bekir e aynı ayakkabıdan aldım.
    o gün ayakkabıyı kutusuyla birlikte bisiklete binerek götürdüm.
    dışarı çıktı, ayakkabıyı görünce yine duygulanmıştı. o benim can arkadaşımdı, 6 senelik dostumdu, yediğim içtiğim ayrı gitmezken onun yırtık ayakkabı ile dolaşmasına izin veremezdim. ağladı hüngür hüngür boynuma sarıldı arkadaştan ziyade kardeştik onunla. .

    "Eski, kullanılmış pabuçlara benziyordu dostluğumuz;
    topuklarına basılmış,
    burnu havaya kalkmış.
    Kapı önüne terkedilmiş ve bir ölümün ardından sokağın sonuna bırakılan kadar gerçekti. Keşke hiç eskimeseydi.. Ya da bizimde yenisini almaya paramız yetmeseydi.."

    ________________________________________________________________________________________________________
    tanım: yeni alınan ayakkabıyı bisikleti durdumak için tekerlekleri sıkıştırırken ayakkabının yırtılması ve fakir çocuğun hüzünlü hikayesidir.
    ________________________________________________________________________________________________________
    16 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük