alıştırmışken kendine, kabullendirmişken her şeyini, değişime uğratmışken hiç katlanılamayan düzeni, iz bırakmışken her anda, her anın yaşanma sebebi ve kaynağı olmuşken bir sabah yalnız uyanmaktır.
geldiği gibi gitmez hiçbir zaman, getirdikleriyle götürdükleri denk olmaz. neyi değiştirmeye kalktıysa elleriniz iki yanda, diliniz suskun, size her yaptığına sebepsiz teslim olursunuz. daha önce hiç yaşamamış hissedersiniz kendinizi ve artık hiç ölmeyecek sanırsınız.
hayata karşı umudunuz çoğalır, fakat çok da umurunuzda değildir artık.
hayata bakıpta gördükleriniz değişir, fakat çok da umurunuzda değildir artık.
hayatın yaşanılabilir olduğunu düşünürsünüz, fakat çok da umurunuzda değildir artık.
sizi kalbinizden tutar, tüm benliğinizi teslim edersiniz, size göre her şey yolundadır. fakat bilmediğiniz bir şeyler vardır ve bunları kavramaya aklınız yetmez. oysa ki artık vakit gelmiştir ve vakit girdiğinde ne yapılması gerektiğine karar verilmiştir.
ve bir sabah bakarsınız ki şehr-i kalbiniz kendi halsizliğine terk edilmiştir. çıkar sokaklarda dolaşırsınız onu ararsınız, virane olmuş şehirde, harabelerin arasında. her sokakta ayak izleri, her pencerede yüzünü görürsünüz. fakat o artık gitmiştir ve aslını hiç bulamayacaksınızdır.
oysa ben bir gece vakti terkedilmeyi sevebilirdim.