kıyamet suresi

entry20 galeri video5
    3.
  1. kur'an-ı kerim'in 75. suresidir. insan ölmeyeceğini mi zannediyor? öldükten sonra rabb'in huzuruna çıkmayacağını mı zannediyor? ben ne kadar açıklasam az kalır. aşağıda;

    http://www.youtube.com/watch?v=5i0t_tptwcu

    bismillahirrahmanirrahim.
    1 – hayır, gerçek öyle değil! kıyamet günü hakkı için,
    2 – kendisini eleştirip kusurlarından pişmanlık duyan kimse hakkı için (ki siz mutlaka diriltileceksiniz).
    3 – insan zanneder mi ki ölümünden sonra biz kemiklerini toplayıp onu diriltmeyeceğiz?
    4 – evet, toplarız, hem de parmak uçlarına varıncaya kadar eski halinde düzenleriz!
    5 – fakat insan suç işleyip durmak için önündeki kıyameti inkâr etmek ister de,
    6 – “ne zamanmış o kıyamet günü?” diye alay eder.
    7 – gözler kamaşıp karardığı,
    8 – ayın ışığının büsbütün gittiği,
    9 – güneş ile ay yan yana getirildiği zaman...
    10 – işte o gün insan der: “var mı kaçacak mekân?”
    11 – hayır, sığınacak hiçbir yer yoktur.
    12 – o gün varılacak yer ancak rabbinin huzurudur!
    13 – o gün insana yaptığı her türlü iyilik ve fenalık ile;
    yapmadığı her türlü iyilik ve fenalık tek tek bildirilir.
    ona göre karşılığını alır.
    14-15 – türlü türlü mazeretler öne sürse de, artık insan, kendisi hakkında şahit olur. [16,23; 58,18]
    16 – sana vahyedileni unutmamak için tekrarlarken hemen anında bellemek için dilini kımıldatma. [20,114]
    17 – çünkü vahyi senin kalbinde toplamak ve onu okutmak bize ait bir iştir.
    18 – o halde biz kur’ân’ı okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu izle.
    19 – ayrıca onu açıklamak da bize ait bir iştir. (bu önemli gerçeği, arada belirttikten sonra gelelim esas konumuza).
    20 – gerçek şu ki: siz bu peşin dünya hayatına çok düşkünsünüz.
    21 – onun için âhireti terkedip durursunuz.
    22 – yüzler vardır o gün pırıl pırıl...
    23 – o güzel ve yüce rab’lerine bakakalır... [6,103]
    ehl-i sünnet, âyetlere ve bilhassa mütevatir derecesine varan hadîslere dayanarak, cennette allahın görüleceği hususunda ittifak etmişlerdir.
    24 – ve nice suratlar vardır o gün asılır.
    25 – belini kıran darbeyi yediğini hisseder. [3,106; 80,37-42; 88,2-10]
    26 – hayır, hayır! ne zaman ki can boğaza gelir, işte o zaman can çekişenin yanındakiler:
    27 – “bunu iyileştiren, kurtaran yok mu?” der.
    28 – artık ayrılık vakti geldiğini kendisi de anlar.
    29 – bacağı bacağına dolaşır, ölüm acısıyla kıvranır. [6,61-62]
    30 – o gün sevkiyat, doğru rabbinin divanına olur!
    31 – ne dini tasdik eder, ne namaz kılardı.
    32 – hep hakkı yalan sayıp ona sırtını dönerdi.
    33 – bir de yaptığından memnun olarak,
    çalımlı çalımlı kendi taraftarlarının yanına varırdı.
    34 – yazık sana yazık!
    35 – yazık ki sana ne yazık!
    36 – insan başıboş bırakılacağını mı sanır?
    37 – onun aslı, atılan bir meni damlası değil miydi?
    38 – sonra ana rahmine tutunan yapışkan bir hücre oldu da, rabbi onu yaratıp düzenledi.
    39 – ondan erkek ve dişi olarak her iki cinsi yarattı.
    40 – bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye kadir olmaz olur
    10 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük