güzel ahlak tellaklığı yapmalarına karşın aslında ahlakı gram umursamayan, cennete gitmek arzusuyla çıkarcılığın en adisini yapan, cehennem deyince götü tutuşan gafil, darkafalı insanların barındığı din kurumlarına, özellikle islam ve hristiyanlığa beslenen düşmanlıktır. bu düşmanlığın altında, tamamiyle kendi dayatmacılıklarıyla su yüzüne çıkardıkları nefrete bir karşılık verme güdüsü yatmaktadır. düşman edinmek için çabalayan, böylelikle ayakta durabilen ve huzuru savunmayan, özgürleşmekle - ahlaksızlığı paralel olarak götüren bu kişilerin düşünce altyapısını tamamen kendilerine bu öğretiyi sunan ve din yoluyla pastadan aldığı payı büyüten, otorite ve maddi güç elde etme amacı güden âlim geçinenler oluşturmaktadır. cihad sünnettir diyenleri mevcuttur, şeriat gelsin diye çığırtkanlık yapanları mevcuttur. barındıkları kurum nazarında bunlar gayet normal taleplerdir. ve tabii, kendileri kurum dışı düşünemedikleri için dillerinden düşürmedikleri ifadeleri sorgulama kapasitesine sahip değillerdir. sorgulayabilenler ise korku ile görmezden gelmektedirler. özgürlüğü savunanlara, kendi savundukları yasaklarla karşılık verip dünyanın faniliğinden dem vursalar da, dünyanın faniliğine her türlü müdahaleyi kendilerinin hakkı olarak görmekten çekinmemektedirler.