uğruna yazacağım uzun uzun satırları, hece ölçüsüne uyarak, dizelere sağdıran adamdım ben, şimdi limit yok vurduruyoruz kalbin kadar beyaz olan sayfalara. niye yazdığımı sorarsan bende kendime soruyorum be gülüm. yazıyorum ama sen bunları anlar mısın okuyabilirmisin ? muamma açıkcası, dilimiz ayrı, dinimiz ayrı, ülkelerimiz ayrı, ülkemde şöyle bir söz vardır latin güzeli, gözden ırak olan gönülden de ırak olurmuş, diline çevirmek istedim ancak google çeviriden okkalı bir küfür yedim, hemde kendi dilimde, benimkisi haybeye bir sevgi aslında, uzun zamandır beni anlayan bir kız yoktu be latin kızı ama sen dilinin farklı olmasına rağmen beni anladın ya, ülkemin kızlarına küfür edesim geldi. neyse yazının entelliğinden ayrılmayayım.
anlık mutluluklara talim ederken, mali krize girmiş bir aile edasında bocalıyorum işte anın tadını çıkarmak amacım. mutlu oluyorum be latin kızı ne yapayım bende psikolojik bunalımların kazanında kaynıyorum işte cemiyetlere hazırlanan nohutlu pilav gibi hep tatlı olurdu çocukluğumda o pilav, bendeki tatlılığı da yüzümdeki gülümseme işte.
aramıza giren o lanet olası mil, kilometre yada her ne zikimse onun ben neyse.
bak gülüm benim öyle fazla uçuk okumaya niyetim yok, iş desen orta düzey ben sittin sene gelemem, o yüzden bu zampara türk gencine umut bağlama derim.
seninde dediğin gibi bir imagino* uğruna ne zamanlar yitiyor.