ordu'ya hergün küfreden şakirt totoşlar "ordu göreve" demeye başlamışlar. amerika isteyince akan sular duruyor tabi.
beşar esed ve baas'ın yöntemleri son derece tartışmalı olmakla beraber suriye'nin egemen devleti'i orada eli silahli ve dış destekli ayaklanmacılarla savaşıyor ve son derece meşrudur o operasyonlar. libya ve mısır politikaları yüzünden türkiye inanılmaz büyük yara aldı. abd'nin dümen suyunda en yakın ilişkileri yürüttüğümüz devletler tarafından bile güvenilmez ve israil yanlısı bir ülke olarak görülüyoruz.
şu an türk medyasında yürütülen dezenformasyon ve kışkırtma amaçlı yayınlar aynen 1. körfez savaşı öncesi kuveyt'den gelen hikayelere beniyor. sivil ölümleri, organ pazarlamalar vesaire belli ki aynı ekolden, aynı kalemlerden. abd suriye'ye kendi adına dalacak amele peşinde. hem bizim çocuğumuz ölecek, hem bizim paramız harcanacak ama satılmışlar sayesinde abd çıkarları türkiye tarafından korunacak.
pkk terörü ve apo'ya desteği yüzünden her ay yüzlece can kaybederken saldırsaydık Suriye'ye anlaşılabilirdi ama o zaman abd'nin izni yoktu. şimdi abd azalan petrol kaynaklarını denetm altına alacak diye orada mehmetçiğin ölmesine, mlyar dolarlar harcayarak yoksullaşmaya razı değiliz türk halkı olarak.
hepsi de "höt desen al sana bi göt" yüreğindeki şakirtler çok meraklılarsa gitsinler esed rejimiyle savaşsınlar. (bkz: yemez)
davutoğlu'na ise fatin rüştü'yü hatırlatmak isterim aynı yoldalar çünkü. hiç olmazsa fatin rüştü neye alet olduğunun farkındaydı davutoğlu'nun ne halt ettiğini kavrayacak akıl fikirden yoksun olduğna eminim. bilse yapmazdı.
