süt için pandomim diyilebilir fakat yumurta ziyadesiyle fazla diyalog barındırdığından süt kadar sıkılmıyor insan.
yusuf bir sahne de sinirleri bozuluyor ve durduk yere ağlamaya başlıyor sanırım annesinin kaybetmiş olmanın verdiği hüzün vs vs. fakat neden her sahne de izleyici kişinin hareketlerinden birşeyler çıkarmaya kassın ki?
süt filminde ki yusuf küçüktü ve ergen psikolojisinden dolayı olaylara sessiz kalması, kendi içerisinde çözmeye çalışması iyiydi, güzeldi.
ama şimdi yaşı kemala ermiş bir karakter var ama o da herşeyi içine atan, içinde yaşayan, içinde kuran bir karakter, bu yüzden insanın içine izlerken bir kasvet düşebiliyor.
ve en itici sahnesi; annesinin mezarında, mezarı sulayan çocuk ellerini açıp dua etmeye başlarken yusuf çocuğun dua etmek için havada olan eline; cebinden çıkardığı parayı sıkıştırıyor.
kitaplarla iç içe olan bir karakterin böyle ucuz bir hal alması canımı sıktı.