Bilmeyenler ya da hatırlayamayanlar için açıklamak gerekirse yasal olarak hiçbir devletin kimliğini taşımayan ,vatandaşı olmayan kişilere veriliyor bu ad.
Haliyle durumları çok kötü, resmi işlerini halletmekte güçlük çekiyorlar ki bazen de halledemiyorlar .Mal varlıkları ,varsa eşlerinin üzerine kayıtlı hatta çocukları dahi.Peki ya eşlerinden ayrılırlarsa ya da eşi vefat ederse? Tıpkı Nazmi Hilmioğlu gibi.Hilmioğlu Marmara depreminde eşini kaybetmiş mal varlığı eşinin üstüne ait olduğundan bir şey de diyememiş haliyle, neyse ki eşinin ailesi duyarlı davranarak malını mülkünü iade etmiş kendisine.Yine evlenmiş ve yine mal varlığını eşinin üstüne kaydettirmiş ,çünkü buna mecbur ,Türk vatandaşı olması ya da eskiden vatandaşı olduğu Yunanistan'ın onu kabul etmesi çok zor.80 darbesinden sonra yaklaşık 8000 kişi Türk vatandaşlığına geçirilmiş ancak sayıları ne bu kadar ne de şuan sistem o zamanki kadar hızlı işliyor.Lozan anlaşmasıyla azınlık hakları güvence altına alınmıştı ama Yunan hükümetinin baskılarına dayanamayanlar göç etmek zorunda kaldı.
şu da var ki Türk vatandaşı olabilmeniz için Yunanistan'dan kaçak olarak Türkiye'ye gelmelisiniz ya da kendi isteğinizle ıskat edilmelisiniz.Bu yüzden bir çoğu pasaportsuz olarak geçti Meriç'in öbür yakasına...Yunan yasalarına göre de bir süre sonra atıldılar vatandaşlıktan ama hükümetin politikaları gereğince ya da ihmal mi denir Türk vatandaşlığına geçemediler bu yüzden de vatansızlar. Ama devletin de haklı olduğu bir nokta vardı çünkü Batı Trakya'nın boş kalmasını istemiyordu.Bir yanda da sıkıntı içindeki Türkler vardı her iki taraf da haklı olunca sorunun çözülmesi zorlaşıyor.
Türkiye'de evlenme,sağlık ve eğitim haklarını kullanabiliyorlar ancak ihtiyaçları bu kadar değil.
Yani onlar hem var hem yok .Yasal olarak olmasa da onlar bizim vatandaşımız.***