Gerçekleşmekte olan ve önümüzdeki süreçte tamamlanacak olan durumdur.
ama sakin ol genç dinle...
laiklik sığ tabirle "din devlet işlerinin birbirinden ayrılması" olarak adlandırılırken , "dinin devlete müdahil olmamasını engellemek ve akabinde bunu devam ettirmek için devletin din üzerinde hakimiyet kurması gerekliliği" tezini ihtiva eder.Laik düzende devlet din işlerini düzenler , "derecesini" ayarlar , dini vicdanlar-a-da serbest bırakarak/hapsederek dinin cemiyetleşmesini-cemaatleşmesini engelleyerek "devletin izin verdiği ölçüde inançlı" insan modelini üretmeyi amaçlar.
Türkiye'nin kuruluşundan itibaren içinde bulunduğu birtakım buhranlarda gözönünde bulunursa haklı olarak kullanıldığı iddia edilebilecek bu tez 2000'nin başlarından itibaren dünyadaki gelişmeler ışığında yerini sekülerliğe bırakmak durumundadır.Zira özellikle Türkiye'de eğitim seviyesi artarak , birbirleriyle , modern dilde cemiyet genel tabir olarak cemaat oluşturarak ve nihayet sermayedar haline gelerek aktifleşen muhafazakarlarca yetersiz görülmeye başlanmıştır.Dikta ile ortadoğuyu daha geniş anlamda islam dünyasını yönetemeyeceğini anlayan amerikanın başını çektiği batı dünyası da şiddet jandarması konumundaki israili tasviye ederek yeni bir "örnek güce" ihtiyaç duymuştur.
Son kertede , Türkiye iç dinamiklerini ve dünyadaki konjönktürel durumu göz önüne aldığımızda Türkiye dinin devlete karışmadığı , ancak devletin dine yakın durarak daha fazla serbestiyet sağladığı bir ülke konumuna gelecektir."ılımlı islam" diyerek tarif ettikleri Türkiye , aslında müslümanlığın istendiği gibi yaşandığı , inanmayana asla karışılmadığı bir ülke olarak yaşam sürecektir.Dış dünyaya etkisi ise , ki buna osmanlı devletler birliği diyebilirsiniz islami birlik diyebilirsiniz , hilafetin yeniden inşa edilerek Türkiye'nin lider islam ülkesi olarak yoluna devam etmesidir.
Umulur ki Türkiye kendi yararına olan bu oyunu başarıyla oynar , fakat bölgesel güç olarak kalmayarak barış ve adalet sağlayacak gücünü küresel bazda uygulamaya koyabilir.