türk halkının artık ağlamaya hakkının olmaması

entry27 galeri
    2.
  1. toplumsalbilinç sitesi moderatörlerinden meltem yeli'nin şirir bu duruma cuk uyuyor:

    SONUNU KENDiNi HAZIRLADIN "HAMDOLSUN!"

    Olsun be Türkiye, senin kaderin bu !
    Sen istedin güzel ülkem!
    Sen yasakladın güneşi,aydınlığı..
    Sen istedin yeşil ormanların cennet bucağını talanı,
    Sen istedin türlü balıklı şırıldayan derelerin sahibi Ahmet ağa !
    Kurutulmayı sen istedin,çağlayanlar, şelaleler, akarsular..
    Benim diyebileceğin,
    Hoş duygularla seyredebileceğin güzelliklerin hala var mı?
    Benlenebileceğin kaldı mı diye sorar mısın kendine hey Anadolu ?
    Tarımda yalbırdayan altın sarısı buğdayın kralı çiftçi Mehmet ağa,
    Sen istedin hergeleci başı Kel ismail bitirdin sığırı, sıpayı, danaları da
    ithal malı angustları sen istedin!
    Şehre yerleşip boşalttınız köyleri kasabaları...
    Taşıdın ilkokulları taşımalı diye,
    Kuran kursları, imam hatip derken döndünüz yine medreseye...
    Öğretmenlere, düşünürlere deccal,
    imamlara Allah kulları diye sarılan
    insanları bölüp, sınıflayan,
    Ben değil sensin Anadolu'm!
    Sen boşalttırdın Menderes'e kasaları,
    Sen hazırladın çoban Süllü ülkeye bu tuzağı!
    Yok ettin koyunu, keçiyi, karakaçanı, yağız kısrakları!!
    Sen "alıştırdın" Özal bu Anadolu'ya ilk kez yasa delmeyi!
    Sen, sen, o, beriki sattınız "özleştirerek" fabrikaları tesisleri..
    Taş üstüne taş koymadı taş kafalılar,
    Ülkenin gururu medarı iftarı Çiller!..
    Üstelik bir de medeni hanımdır dediler...
    Devleti el ele veren, katledip öldürenler,
    Teşekkülleri tek tek ele geçirip yok edenler,
    ileriyi göremeyenleri başa getirdin diktin!
    Vatandaş!
    Ben değil, ne ettiysen sen ettin.

    Evet,
    Kel başa şimşir tarak!
    Varsa, kaldıysa saçın taranırsın !
    Gün olur geçenleri aranırsın,
    Biliyorum!
    Sen istedin canhıraş vatandaşım,
    Garip guraba, yoksul soydaşım,
    Uykudaki kardeşim, uyuşuk yurttaşım !
    Sen istedin bunu yoldaşım!..
    Karanlıkları sen çağırdın geriye !
    Sen hazırladın kendi sonunu.
    Sen incir ağacı diktin oduna ocağına,
    Sen zehir saldın aydınlığa, ilime, bilime, ışığa, realizme !
    Sen deldirdin yabana bağrını..
    Sen deştirdin mideni, bağırsaklarını yabana...
    Henüz ciğerin sağlam olsa da,
    Kalbin ikircikle dolsa da,
    Göremiyor, fark edemiyorsun !
    Fakat biliyorsun sen istedin !!!
    Şimdi ocu bucu bahane etme!
    iyi düşün !
    Zamanında seni uyardı aydının, geleceği gören akademisyenin,
    Çağdaş profesörün, iri başların, devrimci kardeşlerin,
    Ama sen yavukluya değil kavukluya inandın.
    Onlara el pençe durdun ben değil !
    Cennet cehennem vaatlerine kandın,
    Anana atana değil yabana meyil bağladın.
    Sövüp saydırdın geleceğine, geçmişine !!!
    Kader dedin çıkmaz sokaklara daldın, nafile...
    Hala da uyanmadın !
    Karanlık odaklara inanmakta güvenmektesin.
    Devam et hiç durma !
    Sakın, bahane de arama !!
    Buna ne denir ?
    Hayırlı olsun !
    Sonunu kendin hazırladın "hamdolsun!"

    Güvendin eski devletine,
    Güvendin eski ekâbirine,
    Güvendin eski vekillerine,
    Bakanlık, müsteşarlık yapmış sözde gün, güneş görmüşlerine..
    Güvendin yargıcına,
    Güvendin Hakimine, savcına,
    Dediler sana "Milet köylünün efendisidir!"
    Ona bile sahiplenemedin
    Yazık !
    Adalet mülkün temeli bildin !
    Belki görüyorsun onu da yitirdin !
    Yine güvendin polisine, komiserine,
    Güvendin askerine, yüzbaşına, generaline..
    Güvendin seni bu günlere getirene
    Ama !
    Kendin taş üstüne taş koymadın,
    Olup biteni sorup soruşturmadın,
    Biliyor musun ?
    Yapılmışlarla avundun !
    Hala da avunmaktasın !
    içine sızan kanseri görmezden, duymazdan geldin !
    Ama için için özünü yiyen cehaleti küçümsedin !
    Ama basında olsun, yayımda olsun, görselde olsun olup bitene ses etmedin.
    Uçuk filmleri, düzmece senaryoları, gizemli kanalları izledin.
    Bağrına bastın karşısında çöreklendin,
    Yittin, kayboldun dehlizlerde...
    Usulca dinledin !
    Doğruları yanlış belledin !
    Şimdi de kalk oyna !
    Utanmalısın kendinden
    Sen bu değilsin !
    Yalan haber, yalan olaylarla beslendin.
    Biliyor musun şakşaklarla yıkandı beynin !
    dinsel vaatlerle heveslendin..
    Buğulu düşlerle ayrımlara sürüklendin, fark edemedin !
    Kendi askerine sövdüler gık demedin,
    Topunu damlara tıktılar kılını oynatmadın !
    Nesin sen sahi ?
    Kurtuluştaki şehitlerin gazilerin evladı
    Karham milletin torunları diyor bizlere,
    Komik, ama acı gerçek
    Katil cani komutan dedin evladını kötü belledin.
    Şehitlere "kelle" dediler ses etmedin !
    Karaladılar kendi ordunu haydut belledin !
    Daha ne istersin ?
    Bölündün, parçalandın !
    Şimdi de yönetiliyorsun !!
    Ne diyelim afiyet olsun !

    Aklı başında olanın,
    Yarınları yazgılayan, hazırlayanın,
    Sarsılmaz güvenle bel bağladığın umutların parçalandı !
    Pare pare oldu bereket dolu gelişmelerin, devrimlerin !
    Şimdi çığlıkların arşa değse de artık cılız !
    Çünkü !
    Tehlike büyük iken "bir şey çıkmaz bunlardan" dedin.
    Tedbirler önlemlerin, Çin Seddi gibi korugan var belledin !
    imanını, inancını, Allah'ını bile başkalarına verdin !
    Ülkeni insafsızlara bıraktın yada yönettirdin...
    Bin yıllık islamı, inanmışları küçümsedin,
    Yeniler "Ilımlı islam" dediler
    Yeni dine müsaade ettirdin !
    Berikiler "ötekileşenler"...
    Kendinle resmen alay ettirdin alay !!!
    Allah ile kul arasındaki bağı kopartıp talan eylettin,
    Kendin !
    Haydi, kabahatim yok deme bana !
    Dünden hapı yuttun biliyor musun ?
    Yedi bölge iken parçaladılar seni.
    Ya da işte arkası yarınlarda beklemede...
    Saymaya gerek var mı hepsi belli..
    Ölmeden kefenlediler gelmişini geçmişini...
    Ses edemedin, edemezsin de !
    Fark edemedin Anadolu'm !
    Artık iş işten geçti der misin ?
    Yoksa silkelenir misin ?
    Temiz kalpli, iyi yürekli çalışanım !
    Alın terine, emeğe değer verir misin ola ?
    Tembelim, uyuyan, uyuşanım !
    Yalandan, yanlıştan medet bekleyenlerim,
    Fark edemedin yok oluşa hazırlanan zemini,
    Bitişinin farkındalıklarını yaşasan da artık,
    Unuttun eski iyi ya da kötü günleri...
    Ya, doğrulara dönüş vakti ?
    Ya da tarihten silinme vakti derler,
    Ne zaman sahi ?
    Bilir misin ?
    Sen kendini unutmak üzeresin !
    Bari seni erenlerin, evliyaların, enbiyaların unutmasın !
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük