kemal kılıçdaroğlu

entry11892 galeri video83 ses1
    4513.
  1. zamanın birinde, memleketin birinde...

    --spoiler--
    bir adam kahvede osurmuş. yanındaki farkedecek gibi olmuş. "bu çay benden" demiş osuran adam, yanındakine. çaylarını içerken, "bak ben bir daha osurucam, ama sen de benle osur, bir daha da çaya para verme" demiş. "olur", "zaten ben de ne zamandır zor tutuyordum kendimi" derken patlatmışlar ikisi birden. çay ısmarlaya ısmarlaya bütün kahve osurmaya başlamış. bir süre sonra zaten burun alışmış, kimse kokunun farkına bile varmıyormuş artık. çay ısmarlamalar da kesilmiş zaman, ee nereye kadar.. hem herkes varmış zaten osurmanın keyfine. ayrıca artık daha yakın arkadaş olmuşlar kahvedekilerle, derinlerde aynı utancı paylaşmanın hissi, yüzlerde ortak yönlerimiz var diye gülümseme, osuruktan arkadaşlar kısaca..

    bazen düşündükleri söylenir kahvedekilerin, "bu işte hata mı yapıyoruz, gerçekten pis kokmuyor muyuz acaba" düşünce balonları oluşurmuş kafalarda, o sırada o ilk adam çıkarmış tekrar ortaya, zart'latıp en seslisinden, kahvede bir kahkaha koparır, balonları da patlatır gidermiş.
    --spoiler--

    kemal kılıçdaroğlu, osuruktan buharlanmış camlı kahvenin kapısını aralayıp, "kokuyorsunuz ağalar, görmezden duymazdan gelmeye devam etmeyin" demeye çalışan bir adam benim için.

    siyasi olarak, kültürel olarak ne kadar yeterli bilmiyorum.

    tek bildiğim, bu adam osurmayacak.

    açın şu kahvenin kapısını, biraz temiz hava girsin.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük