ben bu yazıyı sana yazdım

entry31064 galeri video218
    6292.
  1. Bugün tam 4 mevsim geçmiş üstünden, ama o sabah aceleyle yapıp getirdiğim çayın sıcağını hala parmaklarımda, senin yokluğunu da hala iliklerimde hissediyorum.

    Manzara aynı değil, deniz yoktu evvela. Sonra saat belki bundan 2 kadar ileriydi. Şimdiki gibi hissetmiyordum, hafif altı kısık meşreptik.

    Yine de gök aynı, güneş aynı, durup kokladığım hava aynı.

    Uzaktan bir çiçeğin tadı geliyor. Tanıdık, biliyorum ama çıkartamıyorum. Hani hafif ekşi ama bir o kadar hoş..

    O bile aynı. O gün de çıkartamamıştım. Zaten hiç anlamam çiçekten. Belki arsız yaban çiçekleridir, belki değildir. Koştuğumu hatırlıyorum, çay soğumasın diye. Ufak sandviçler yapmıştım, içinde yağ ve tahin vardı. Ben tahini çok severim, ama o günden sonra hiç yemedim…

    2 gün sonrası yaş günün. Biliyorum, gülüşün aynı, arkadaşların aynı, heyecanın aynı. Hediyeler aynı türden, pasta aynı tatlı. Ve anlık mutluluklar hep güzel.

    Acıtan da o ya zaten, benim gülüşüm farklı, arkadaşlarım farklı, ondan sonraki her şeyim farklı. Oysa böyle söz vermedin ki sen. Evet, hep aynı yerde takıldım kaldım. Sözlerde kaldım ben. Öyle söz vermedin ki sen!..

    Avuç avuç gerçek çizdim, koca koca laflar ettim. Sonra yeni bir hayata başladım, sayfayı çevirdim. Belki koca bir sene ORADA kaldım, bugün buradayım.

    Yine de buradan bile “orası” aynı. Sen farklı, ben bambaşka. Ama bendeki sen inatla aynı, bendeki izler hala YARA.

    Belki güneş aynı, gün aynı, tahin aynı. Çay hala sıcak.

    Lakin şimdi sevgi ayrı, sevgili apayrı.

    Vesselam.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük