bir siteden bulduğum alıntıyı yapmazsam çatlayacağım yıllar.
--spoiler--
1990 lar dünyada Soğuk Savaş'ın bittiği, Batı toplumlarının galip gelerek kendlerini model olarak kabul ettirdikleri yıllardı. Teknolojinin gelişmesi ile dünya küçülünce de bu kültür ihracatının uğramadığı tek bir nokta kalmadı.
Türkiye'de de böylece geri dönüşü olmayan bir değişim başladı. Dış dünyanın etkileri, Türkiye'nin sosyo-ekonomik evrimi ile birleşerek bu değişimin temel dinamiklerini oluşturdu. Turgut Özal'ın yadsınamaz etkisi ile yeni bir Türkiye şekillenmeye başlamıştı. Artık gençlere biçilen rol, 15 yıl öncesi gibi ellerinde silahlarla sokakta çatışmak değil, elinden geldiğince tüketerek kendine bir varolma alanı yaratmaktı. Türk toplumu ise çeşitli sebeplerden dolayı kendine biçilen bu rolü kolayca benimsedi.
Yeni dünya düzenine ayak uydurma isteğinin yol açtığı bu iştah, yabancı trendlerin birer birer ülkemize girmelerini sağladı. Gerek yabancı, gerekse kendi ürettiğimiz yöntemlerle bu tüketim talebini karşılamaya çalıştık. Üreticiler, hiç olmadığı kadar çeşitli olan üretim biçimleri sayesinde halkın karşısına birbirinden saçma fikirlerle çıktı, halk da bunları pek sorgulamadan benimsedi. Müzikten televizyona, giyimden yeme-içme alışkanlıklarına kadar her konuda mütevazı yıllarımız tarih oldu, aşırılıklar çağı başladı.
Türkiye gibi her zaman Doğu ile Batı arasına sıkışmış bir ülke, bu yeni durum karşısında azıcık aklını da kaybetti, toplum modern zamanlara ayak uydurmaya çalışırken ziyadesiyle bocaladı. Dünyadan farklı olarak Türk toplumu, Batı'da uzun bir sürecin doğal sonucu olan çoğu unsurla çok kısa bir süre içinde tanışmak zorunda kalmıştı. Dolayısıyla yanlış anlaşılmalar kaçınılmaz oldu, Batılı trendlerin ülkemize bir gecede gelmesiyle ortaya şimdi gülerek hatırladığımız birçok tablo çıktı.
Bu müzenin amacı, çoğumuzun sadece kahkahalarla veya içten içe bir utançla hatırladığı bu yılların önemini kapsamlı bir sebep-sonuç ilişkisi içinde incelemek aslında. Bu yola çıkarken temel hedefimiz, tüm aşamaların birbirinin doğal bir sonucu olduğunu göstermek ve 90 ların sembollerini ve alışkanlıklarını bu düzlemde yeniden keşfetmek.
Arada bir dilimiz sürçer ise affola, tutmasını biliriz de kemiği yok bunun.
--spoiler--