- ağzından bi kere "anneciğim" lafı çıkmadı
- üff..hadi yemek koy kadın..
- hizmetçi gibiyim zaten babanda böle yapıyo da dırdır da dırdır..
anne: bugün okulda naaptınız?
çocuk: ders.
anne: bugün ne yedin?
çocuk: yemek
anne: dayak ister misin?
çocuk: saol almıyım.
anne: nedir bu odanın dağnıklığı, bi daha bu odayı böyle görmicem, bu ne bu çöpler, giysiler kaçıcam gidicem
oda ahalisi:mmmmm.......(artık alışmştır, bağışıklık kazanmıştır.)
anne---oğlum aç mısın?
evlat---evet açlıktan ölüyom
anne---kalk kendine bişeler yap o zaman
evlat---?!
eve erken (akşam ezanı okunmadan*) gelen oğluna sevgisini fışkırtan anne;
- yavrusu gelmiş, anasının kuzusu gelmiş
- meeeeeeee
dipnot: bahsi geçen kuzu 25 yaşında*
evlat: elma
anne: sus anneye elma denmez!
sözlük okunurken, anne bilgisayarın arkasındaki yerini almıştır. o uzaklıktan zaten yazıları okuyamadığına ilişkin beyanatlarını çürüten birkaç sorudan sonra bombayı patlatır:
anne:bu yandaki kız resmi ne? (bannerdan bahsediyo)
ben:ya anne yeter banner işte o, mutlu musun?!
a:ne işe yarıyo peki bu kız resmini niye koymuşlar buraya?
b:bak tıkladım bunu, şimdi sözlükte bu resimle ilgili başlık açıldı...
.. açılan başlık: (bkz: önemli olan boyu değil işlevi)
evlat: ya anne bi git bak ya!
anne: ben istedigim yere giderim.
evlat: istenmedigin yere de gider misin anne?
ana: tüü sana! yazıklar olsun.
ankara'da tunalı hilmi caddesi'nde yürürken cepten anne arar:
- oğlum ne yapıyorsun?
-anne, tunalı hilmi'deyim.
- oğlum tanımadığın insanların evine gitme demedim mi sana ben...
anne: bla bla bla...cevap ver bakıyım.
evlat: anne şimdi ben...
anne: sus annelere cevap verilmez!
Evlat: ???
*anneyle evden çıkılır*
anne: ocağı söndürdük mü acaba? eyvah napcaz bütün ev yanarsa?
evlat: boşver anne yananı görür allah.
anne: kime çektin sen bu espri konusunda bilmiyorum.
gitar kursundan dönülür:
anne:kızım dersin nasıl geçti?
df:iyi geçti.
anne:naptınız gitar çaldınız mı?
df:!!!!!!!
her defasında sorulur.
*anne profiterol yapmıştır*
ben(bütün cıvıklığımla): ehiehi sağol annecim, ama sürpriz olmadı pek, kokusu kapıya kadar gelmişti.
anne: o zaman sana bir sürpriz yapayım.
ben: nedir?
anne: bu misafirler için.
evlat: anne ben amerikaya gitmek istiyorum master için, ne dersin?
anne: olmaz çocuğum.
evlat: nedenmiş o?
anne:ben sıkılırım amerikalar da. otur oturduğun yerde.
evlat: höynk???
(bkz: based on a true story)
(anne börek yapmaktadır. 28 yıldır olduğu gibi oğluna seslenir.)
anne: oğlum dolabın üstünden davul fırını indirir misin? börek açıyorum şimdi kalkamam.
evlat: börek açmadan evvel indirseydin. Kadın işine karışmam doğru değil.
anne: sus, anneye cevap verilmez öyle!