hep aynı monotonluk üzerine kurulmuş bir hayat. sonradan geriye dönüp bakıldığında her anın değerini çıkarmamanın büyük pişmanlığı,
öldükten sonra hatırlanabilecek neler yaptım?
bana verilen kısa ömrün içine neler sığdırdım?
yaşadığım her anın tek ve özel olduğunu fark edebildim mi?
bunları aklımızın köşesinde bir an olsun yer edebilirsek hayatın içinden kendimize küçükde olsa birşeyler bulabiliriz.
hayat bir oyundur tıpkı bir çocuğun oynadığı oyuncak gibi.
hayat bir tiyatrodur tıpkı sana önce sev, sonra unut dedikleri gibi
hayat bir umuttur tıpkı sevdiğini beklediğin gibi
hayat bir yalandır tıpkı seni aldatan gibi
hayat bir damladır tıpkı akıp giden su gibi.
kısa bir öyküdür, uğruna upuzun acılar çektiğimiz.
kısa bir türküdür bir kez daha söylemek için delirdiğimiz...
... *