bilerek yapıldığını düşünmekten başka birşey gelmiyor elden.
--spoiler--
avrupa'da patlak veren 2.dünya savaşında, mazlum yahudiler ortadoğu'ya yerleştirildi.
yerleştirildiği bölgede bilim-sanat olarak en gelişmiş araplar olan filistinliler vardı.
kadınların kitap yazabildiği-resim/heykel yapabildiği en entellektüel araplar filistinlilerdi ve hala en entellektüel araplar filistinliler olarak bilinir.
yalnız 2011 yılı itibari ile bu entellektüel filistinliler kendi ülkelerinden çok uzakta, mülteci olarak kültür ve sanatlarına devam ediyorlar.
çünkü mazlum yahudilerin yerleştiği o topraklarda artık filistinli istenilmiyor.
--spoiler--
birden aklıma bu örnek geldi.
ve birde;
--spoiler--
hızlı olmasada gelişen, en azından ayakta durmaya çalışan, kendi çifçisi, kendi fabrikası, kendi kumaşı, kendi memuru, kendi işçisi olan bir türkiye vardı.
zengin olmasa bile kendine has yeşilçam filmleri vardı.
çok ileri olmasada oturaklı bir eğitimi vardı.
birgün ortadoğu karıştı ve mazlum peşmergeler ülkeye girdi.
2011 yılında ne çiftçi kaldı nede fabrika. bombalar patlatı, analar ağladı.
eskiden türk diye bir kimlik vardı. etnik kimlik değil ruhani bir kimlikti.
ruhumuz türktü. sözümüz türktü. özümüz türktü.
o yerlere atılıp çiğnendi adeta. ezildi, parçalandı.
sonra bir parti geldi 9 yılda o kimliği eşeğin kıçına sokup çıkardı.
asala-eoka-pkk nın yıllardır yapamadığını 9 yıla sığdırdı.
--spoiler--
bu örneğide hepimiz yaşadık ve hala yaşıyoruz.
bunun devamı niteliğinde birşey olmasından korkuyorum.
