evrimi açıklamada olmazsa olmaz bir olgudur. çünkü doğal seçilimle birlikte evrimi gelişim yönünde ileri doğru iten en önemli etkendir bu. etrafınızda gördüğünüz her hayvanın dişisinden farklı olan bir yönü mutlaka vardır. bu farklılık, insanlar dişiyle erkeği birbirinden ayırabilsinler diye mevcut değildir pek tabi.
öncelikle şunun bilinmesinde fayda var (evcil olmayan hayvanlar için geçerli bir durum bu): erkek sadece neslini devam ettirmek ister (çiftleşmek); dişi ise neslini en iyi şekilde devam ettirmek ister (en iyi erkekle çiftleşmek). buradan seçimi yapacak olanın dişi olduğunu anlıyoruz. yani seksüel seçilimin anahtarı dişidedir.
yani erkeğin bu dünyadaki yegane amacı çiftleşmekken, dişi en iyi erkekle çiftleşmeyi, böylece hastalıklara karşı daha dirençli, sağlıklı, güçlü, ve nispeten daha akıllı nesiller doğurmayı amaçlar. tabi burda bahsedilen içgüdüsel bir amaçtır, tasarlanan ya da akıl yoluyla muhakeme edilen bir şey değil.
dişinin seçme yükümlülüğünü yerine getirirken kullandığı kriterler, canlıdan canlıya farklılık gösterir. ama birkaç ana gurup oluşturmak gerekirse, bunlar: güç, görünüm, ses, ve kokudur. bunları örneklerle anlatmak daha doğru olacaktır.
"güç" için en iyi örnek aslandır. bu hayvanın dişisiyle erkeği arasındaki gözle görülen en büyük fark, birinin gösterişli bir yeleye sahip olması ve diğerinin olmamasıdır. sürü halinde yaşayan bu hayvanlarda baskın olan erkek aslan sürü lideri olur, ve sürüdeki tüm dişi aslanlarla çiftleşme hakkını kazanır. sürü liderliğini de erkekler arası kavga, yani güç belirler. yele ise bu kavgalarda erkeği ölümcül yaralanmalardan korumak için mevcuttur. dişilerde bu kıl yumağının olmamasının tek sebebi, aralarında erkeklerdeki gibi düzenli bir pençe ve diş savaşının yaşanmamasındandır.
"görünüm" ya da "güzellik". dikkat edilirse etrafınızda gördüğünüz hemen her hayvan türünde erkek olan bariz daha çekicidir (haşa, insan hariç). seksüel seçilimin en çok başvurduğu yöntem dişinin daha güzel olan erkeği seçmesidir. en iyi örnek çoğu kişinin hemen aklına gelen tavus kuşudur. erkek inanılmaz bir güzelliğe sahipken dişinin tavuktan farkı yoktur. ayrıca sadece çiftleşme dönemlerinde erkekteki tüyler canlanır ve daha parlak bir görünüm kazanır. buna ikinci bir örnek olarak dul kuşunu vermeden edemeyeceğim, çünkü bilimsel bir deney için de kullanılmıştır bu kuşlar. dişileri bir serçe kuşu görünümünde olan bu kuşların erkekleri kendi vücutlerından birkaç kat uzun bir kuyruğa sahiptir. uçma yetisini doğrudan zayıflatan bu kuyruk sadece dişiye kendini beğendirmeyi amaçlar. kuyruklarına ek yapılmak suretiyle daha uzun bir kuyruk kazandırılan erkek dul kuşlarının, dişiler tarafından daha fazla tercih edildiği kanıtlanmıştır. nedeni basit, bu kuş türünde kuyruk uzunluğu ile bireyin sağlığı arasında pozitif bir korelasyon vardır.
"ses" için hemen bir örnek verip geçiyorum. erkek ağustos böceklerinin vücutlarındaki organların %60'lık bir kısmı sadece ses çıkarmak için gelişmiştir. dişi ağustos böceğinin ses çıkarmaya yönelik böyle gelişmiş organlarının olmadığını ve en güzel sesi çıkaran erkeği tercih ettiğini söylememe gerek yoktur heralde. tam da burada, 'ses ve gelişim?', 'evrim ve ses?' 'ne saçmalıyorsun sen?' dediğinizi duyar gibiyim. ama ses sadece bir göstergedir. duymayı bilen dişi ağustos böcekleri için, o ses erkeğin genetik farklılığından, kalıtımsal sağlık durumuna kadar bir çok bilgi içerir. tabi dişi bu sesi akıl yoluyla tartarak bir seçim yapmaz, sadece içgüdüsel olarak kulağına en güzel gelen sesin sahibini eş olarak seçer.
"koku" da sık rastlanan bir göstergedir seksüel seçilimde. ilk akla gelen misk geyiklerindeki o meshur misk feromonudur. bu feromon dişide değil de, sadece yetişkin erkek bireyde salgılanır. ve dişi en yoğun ve en güzel kokan erkeği eş olarak seçer.
bu son göstergenin insan için de bir zamanlar geçerli olduğu düşünülüyor. hatta bununla ilgili ilginç bir deney vardı. deneyi anlatmaya başlamadan önce insan için dişi ve erkeği ayıran özelliği tesbit etmek gerekir ki, bilim adamları en büyük farklılığın koku alma duyusu olduğunu düşünüyor. dişilerin koku alma duyusu erkekten daha fazladır.
deneye gelecek olursak: deneyde 5 erkek ve bir kadın var. erkekler terleyene kadar çeşitli jimnastik hareketleri yapıyorlar ve terli atletlerini çıkartıyorlar. kadından bu atletlerdeki kokuları çekicilik sıralamasına koymasını istiyorlar. kadının en çekici bulduğu ve en itici bulduğu atletlerin sahiplerinin genetik yapıları karşılaştırıldığında, kadının genetik yapısı kendininkinden en farklı olan erkeğin kokusunu çekici bulduğu anlaşılıyor. peki bunun seksüel seçilime ne katkısı var? şöyle ki bireyler genetik açıdan ne kadar farklı ise doğacak nesil için genetik havuz da o kadar çeşitli olacaktır. yani bu en basit düşünceyle daha fazla hastalığa direnç sağlayacaktır. söyle de düşünebiliriz: akraba evliliğinden doğacak çocuk sakat değilse bile çok büyük ihtimal dirençsiz ve sağlıksız olacaktır.
son olarak tüm bunlar evcil hayvanlar için geçerli değildir dedikten sonra, insanın da evcil hayvan tanımına giren ilk hayvan olduğunu hatırlatmak isterim. şu anki haliyle insanın seksüel seçilimdeki en büyük kriteri sosyal statüdür.