adım kadın

entry8 galeri
    5.
  1. kadınlar.. genç kadınlar, orta yaşlı kadınlar, yaşlı kadınlar..

    kadınlığın bir ölçüsü, bir birimi var mıdır mesela? ne olunca ya da nasıl merhalelerden geçince daha kadın olunuyor acaba..?

    genç kadınlar; öyle "canlı", umarsız, kolay ele geçirilemeyeceğini düşünen, zirvesindeki karı hiç eritmeyeceğini sanan.. hep hırçın ve ele geçirilemez olması genç kadınların, ya da öyle zannedilmeleri..

    Kim bilir belki de erkekleri sinirlendiren şey kadınların, genç ya da orta yaşlı, hiçbir zaman ele geçirilememeleri. Bu yüzden kızgınlar belki dağlara ve kadınlara. O "canlılık" belki onları tedirgin eden; her an her şeyi yapabilecek olması kadınların.. Zirvelerinde eritemedikleri o son kar, hiç yok edemedikleri terk edilme ihtimalleri ya da kadınların içlerinde hiçbir zaman ulaşamayacakları bir yer olduğunu hep biliyor olmaları.. Hep böyle bir savaş yok mu erkekle kadın arasında..? Son kalesine kadar ele geçirme savaşı.

    Sonra ne oluyor acaba?

    Orta yaşa doğru kadınlar, "Al işte! Elimde avucumda bu var. Ne istiyorsun benden? Al ne istiyorsan" deyip yılarak teslim mi ediyorlar kendilerini? O canlılığı ve gizli iç ülkeyi de teslim etmiş olmanın yalancı "huzurlu" görüntüsü mü bu? Orta yaşlı insanlardaki bu alaycılık, bu rahatlık bundan mı acaba? Nasılsa artık hiçbir şey olmayacak rahatlığı mı? Venedik'te San Marco Meydanı'nda 30 yıl önce asla dans etmeyecek kadınları aniden kaldırıp kahkahalarla dans ettiren o sır, zirvelerindeki karın adamlar tarafından eritilmiş olması mı? Esasında onları, kendileri için canlı ve ele geçirilmez, erkekler için "hırçın" kılan karın. Ondan sonrası "Anasını satiim" bir hayat mı? Hiçbir şeyi kalmayan kadınların artık kendileriyle, hayatla alay ederek yaşaması. Buruk neşeleriyle...

    ve kadın ile erkek, yılları birlikte eskitince ne oluyor sonra..?
    orta yaşlı bir çifte bakın mesela yoldan geçen:

    Çok yavaş yürüyorlar yağmurda, hiç konuşmadan ve yere bakarak, Ölü gibiler hatta.. Her şeylerini kaybetmiş gibi. Herhangi bir evli çifte benziyorlar bu yüzden. "Mutluyuz" yalanını, "Normaliz" yalanını söylemeye takati kalmamış birçok çifte benziyorlar.. Birbirlerini öldürmüş gibiler. Sanki tek başlarına yürüselerdi başka türlü yürüyeceklerdi de adımlarını ve içlerini birbirlerine uydurmaya çalıştıkları için cansız kalmışlar. Yine de huzurlular işte; çünkü bir ölü var kollarında. Artık hiçbir şey olamaz. Bir ölü diğerini terk edemez. Bir "genç kadının" daha zirvesindeki karlar eritilmiş.

    Kim bilir belki Venedik'e gidip San Marco Meydanı'nda otursalar onlar da "Bravo Antonio!" diye bağırırlardı..

    Birbirlerine ihanet etmemek için kendilerine ihanet etmiş bütün insanlar gibi, içlerindeki ağlama dışarı çıkarılamayacak kadar büyük ve ertelenmiş olduğu için gülerler, kendileriyle dalga geçerlerdi..

    ***

    Kadınların tek başlarınayken çıkardıkları ışığı koruyarak sevilmeleri, biriyle birlikte olmaları neden mümkün değil?

    Neden ışıkları sönüyor kadınların bir adamın koluna girince?

    Bir anlasam... Bir anlasam...
    0 ...