"Survivor'a yunus şovu tepkisi" başlığıyla yayınlanan haberde adını görüp izlediğim; 2010 yılında, en iyi belgesel film dalında Oscar ödülü kazananmış belgesel. sıkıcı ve didaktik bir anlatımdan ziyade, aksiyon filmlerine yakışacak kadar heyecanlı bir belgesel üstelik.
--spoiler--
the cove/Koy, Japonya'da her yıl binlerce yunusun avlandığı Taiji adasının kanlı bir katliam ortamına dönüştüğü sırada, gönüllülerden oluşan bir grupla, yunus yakalayıcılarının ipliğini pazara çıkarıyor. gönüllüler arasında, Yunus yakalamakla ilgili tüm teknikleri geliştiren, dünyanın ilk gösteri yunusu yetiştiricisi Ric O'Barry de var. filmden öğrendiğimize göre Ric O'Barry, kendi yaptığı ilk kötülüğü unutamamış bir yunus hakları aktivisti. Flipper dizisi için yakaladığı yunuslardan birinin (Suzy) nefesini tutarak kollarında can vermesi üzerine binlerce gözaltı, yüzlerce tutuklama ve sınırdışı edilme gibi engellere rağmen hayatını bu işe adamış.
--spoiler--
Türkiye'deki yunus parklarında bulunan hayvanlar da Taiji'den satın alınıyormuş. Yunus parklarında bizi eğlendiren her yunus için binlercesinin acımadan öldürüldüğünü bilmek beni insanllığımdan utandırdı açıkçası. ayrıca yine film sayesinde edindiğim bilgiye göre; Eğlence parklarındaki yunuslar, stres altında ve bu yüzden ülser oldukları için sürekli ilaç takviyeleriyle canlı tutulmaya çalışılıyor. Yaşayacak kadar şanslı olmayanlar ise balina eti olarak paketlenerek insanlara satılıyor. Yunus eti yüksek miktarda civa içerdiği için bunu yiyen insanlar da zehirleniyor.
sadece seyirci olmamak adına, ve Bir "dünya canlısı" olmanın verdiği sorumlulukla hareketi desteklemeliyiz diye düşünüyorum. ayrıca; rahatınızı bozmadan şuradaki kampanyalara imza atabilir, şuraya da bir kaç bira fiyatına 5 fidan ya da gönlünüzden ne koparsa bağışlayabilirsiniz. hadi bakayım canımsınız, damarımda kanımsınız kaybolun.